Aslında, her seçim önemlidir. Ama bu seçimin çok daha önemli olduğu kanısındayım. 7 Haziran sonrasında, kimin iktidar olacağından çok, siyasi istikrarın bozulup bozulmayacağı çok daha önemli. Bu seçimde, ülkenin ve ülke insanının geleceğini...

Aslında, her seçim önemlidir.

Ama bu seçimin çok daha önemli olduğu kanısındayım.

7 Haziran sonrasında, kimin iktidar olacağından çok, siyasi istikrarın bozulup bozulmayacağı çok daha önemli.

Bu seçimde, ülkenin ve ülke insanının geleceğini belirleyecek olan siyasi kadroların, neleri becerip beceremeyeceğine bakıp, kılı kırk yararak oylarımızı kullanmalıyız.

Bunun için de, gerçekçi ve de objektif olmamız şart.

İdeolojik saplantıların ve parti fanatizminin esiri olarak körü körüne, salt oy kullanmış olmak için oy kullanmak, yurtseverlikle bağdaşmaz.

Oy kullanmadan önce, seçimin nasıl sonuçlanacağıyla ilgili belli hesapların içine girmekte yarar var.

Seçim sonuçlarıyla ilgili iki temel ilkeden söz edilir.

Temsilde adalet, yönetimde istikrar.

Genelde, hem yönetimde istikrarın, hem de temsilde adaletin sağlanmasının çok zor olmasına karşın, 13 yıllık AK Parti iktidarı döneminde, yönetimde istikrarın sağlandığını, bu sayede de ülkede ciddi yatırımların yapıldığını söyleyebiliriz.

Temsilde adalet konusunda da, bir sıkıntının olmaması nedeniyle, bu süreci genel anlamda ele aldığımızda, oldukça olumlu bir dönem olarak görmek mümkün.

Her dönemde, iktidarların yandaşıysanız, hizmetlerini anlata anlata bitiremezken, iktidar karşıtları da, bir sürü olumsuzluklarını sayıp durur!

AK Parti'nin üç dönemlik iktidarı döneminde, ülkeye çok şey kazandırdığı gerçeğini kabul etmeliyiz.

Daha fazlası olabilir miydi?

Tabii ki olabilirdi.

Geçmiş dönemlerdeki olumsuzlukları düşündüğümüzde, buna da şükür diyebiliriz!

AK Parti’nin, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduktan sonra, bambaşka bir kişiliğe büründüğünden, Türkiye’yi giderek yalnızlaştırdığından, önüne gelene meydan okumaya başladığından, Türkiye’yi uluslararası alanda, belli tehlikelerin içine sürüklediğini düşünerek kaygı da duyabiliriz!

Hatta, ülke yönetiminde iki başlılıktan söz etmek de mümkün.

Bu durumda, iktidarlardan memnun değilsek, iktidara talip olan partileri de çok doğru bir biçimde irdelememiz gerekir.

Eğer mevcut partilerin hiçbiri bize umut vermiyorsa, o zaman, mevcutların içinden en iyisini tercih etmeye çalışmalıyız.