Bel fıtığı, günümüzde özellikle masa başında çalışan bireyler başta olmak üzere birçok kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ciddi bir rahatsızlık haline geldi. Cerrahi müdahale, ameliyatsız tedavi yöntemlerinin sonuç vermediği durumlarda kaçınılmaz hale gelir. Ancak birçok hasta, ameliyatın ardından sürecin tamamlandığını düşünerek dinlenmeye çekilmektedir. Oysa ki bel fıtığı ameliyatı sonrası fizik tedavi, iyileşme sürecinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ameliyatla, omurilik veya sinir köküne baskı yapan disk materyali temizlenir ve sinir üzerindeki baskı kaldırılır. Ancak bu müdahale sadece fiziki bir sorunun ortadan kaldırılması anlamına gelir. Yani, ağrının kaynağına yönelik cerrahi çözüm sağlanır ama bu, kasların zayıflığını, dengesizlikleri ya da hareket alışkanlıklarını düzeltmez. İşte tam bu noktada devreye fizik tedavi girer. Fizik tedavi, ameliyat sonrası dönemde hem kısa hem de uzun vadeli başarıyı belirleyen en kritik faktörlerden biridir. Cerrahiden sonra hastaların birçoğunda hareketsizlik, kas gücünde azalma, denge kaybı ve esneklik sorunları görülür. Bu durumlar da yeniden fıtık gelişimini tetikleyebilir. Fizik tedavi ile amaç, hastanın eski işlevsel durumuna dönebilmesini sağlamak, yaşam kalitesini artırmak ve yeniden fıtık oluşumunun önüne geçmektir.

FİZİK TEDAVİ NE ZAMAN BAŞLAMALI?

Her hastanın durumu farklı olmakla birlikte, genellikle ameliyattan sonraki ilk 2-6 hafta içinde fizik tedaviye başlanması önerilir. Bu süreçte öncelikli hedef, hastanın ameliyat sonrası ağrılarını azaltmak ve günlük aktivitelerini daha rahat yapabilmesini sağlamaktır. İlk haftalarda pasif egzersizler, solunum egzersizleri ve hafif mobilizasyon çalışmaları ile başlanır. Zamanla dirençli egzersizler, postür çalışmaları, denge antrenmanları ve bel çevresindeki kasları güçlendiren egzersizlerle tedavi derinleştirilir. Özellikle “core” olarak bilinen merkez kas gruplarının kuvvetlendirilmesi, belin yük taşıma kapasitesini artırır.

SADECE EGZERSİZ DEĞİL, EĞİTİM DE GEREKLİ

Fizik tedavi yalnızca bir dizi egzersiz programından ibaret değildir. Aynı zamanda bir eğitim sürecidir. Hasta, vücudunu nasıl kullanması gerektiğini öğrenir. Doğru oturma, kalkma, eğilme teknikleri öğretilir. Uzun süreli bilgisayar başında çalışan bir bireyin nasıl oturması gerektiği ya da ağır yük kaldırmak zorunda kalan birinin hangi vücut mekaniğini kullanması gerektiği gibi günlük yaşamla iç içe bilgiler, tedavinin önemli bir parçasıdır. Bununla birlikte, birçok hasta ameliyat sonrası ağrılarının geçtiğini görerek fizik tedaviyi ihmal etme eğilimindedir. Ancak bu yaklaşım, ileri vadede tekrar eden fıtık problemlerine veya farklı omurga sorunlarına zemin hazırlayabilir. Unutmamak gerekir ki, bel fıtığı bir sonuçtur; çoğunlukla yaşam biçiminin, duruş bozukluklarının ve kas dengesizliklerinin bir neticesi olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla sadece fıtığı düzeltmek değil, o fıtığın nedenini ortadan kaldırmak gerekir.

HAREKET İYİLEŞTİRİR

Bel fıtığı ameliyatı sonrasında fizik tedavi, sadece kasları çalıştırmak değil, aynı zamanda bedeni doğru kullanmayı öğretmek ve yeniden benzer sağlık sorunlarının yaşanmasını önlemek için bir fırsattır. Bu süreci atlamak, yapılan cerrahi müdahalenin etkisini sınırlamak anlamına gelir. Fizik tedavi, ameliyatın tamamlayıcısı değil, devamıdır. Sağlıklı bir omurga için hareket etmeyi, doğru oturmayı ve bedenimize iyi bakmayı unutmamalıyız. Unutmayalım ki, hareket iyileştirir.