İmaj bence, Alanya denince akılda kalanların toplamıdır… Herkesin bir çırpıda sayabileceği albenilerinin yanında, elbette ki rahatsız edici yanları da var Alanya'nın. Ait olmadığı yapay değerlerle Alanya'yı cilalamaya gerek yok....
İmaj bence, Alanya denince akılda kalanların toplamıdır… Herkesin bir çırpıda sayabileceği albenilerinin yanında, elbette ki rahatsız edici yanları da var Alanya’nın. Ait olmadığı yapay değerlerle Alanya’yı cilalamaya gerek yok. Olumsuzlukların ancak değiştirilebilir olanlarıyla oynanmalı. Ya da dünyadaki sihirli kelimeler kullanılarak bir farklılık yaratılmalı.Bunların birincisi tabii ki çevre… Karbon dioksit salımı çok az olduğu için kirliliğe neden olmayan, hibrid yani hem benzinli hem elektrikli belediye otobüslerinin kullanımına ne dersiniz? Torino’da gördüğüm; sesini hiç duymadığım için az kalsın ezileyazdığım(!) otobüslerin benzeri…Türkiye 200 GW’lik potansiyeli ile güneş enerjisi elde edebilmede Avrupa ikincisiymiş. Hele bir de Alanya’daki o müthiş ışığı düşünün; güneş enerjisinden yararlanarak, şehrin en azından bir bölümünün aydınlatıldığını, ısıtıldığını? Enerji verimliliği merkezlerinin oluşturulduğunu? Tunus’taki Sahra çölünde kurulacak olan fotovoltaik panellerden elde edilecek enerjinin denizaltından aktarımıyla, 2016 yılında Avrupa aydınlatılacak. Alanya’daki gün ısısından yararlanma saati Tunus’tan ne kadar aşağı kalır? 2016 yaz olimpiyat oyunlarını düzenleyecek olan Rio, Solar City Tower diye, şehrin ortasına güneşten eneri alan koskoca bir kule dikecekmiş. Bir başka şehirde ise iç mekân ışığından enerji elde ediliyormuş. Buna da Solar Power Inside deniyormuş…Gelelim suya… Mademki Dim Üzümlü suyuna binlerce Lira haraç(!) vereceğiz, o zaman o suyu evimizdeki musluklardan içebilmeliyiz. Turiste göğsümüz kabararak, kanserojen plastik şişeler yerine suyu musluktan içebileceği belirtilmeli. Tıpkı 1991 yılında Stockholm’de kaldığım otelin odasında yazdığı gibi… Fiber optik kablolar denizden döşenip geldi. Tüm Akdeniz’de ilk hizmetin verileceği yerin Alanya olduğunu ve öncelikle şehir içinde 10 bin abonenin yararlanacağını biliyor muydunuz? Otellerde bedava verilecek çok hızlı iletişim, sizce yeterince öne çekilecek bir reklam aracı değil midir?İsterseniz daha basit düşünelim… Eğlence ve satış yerleri çalışanlarını bilir misiniz? Bilmezseniz, kask kontrolü için, onlarca motosikletlinin yol kenarına çekilişinin turistin fotoğraf karelerine nasıl yansıdığını hiç gördünüz mü? Ya da düğün, sünnet, asker uğurlaması, siyasi konvoy araçlarının korna gürültüsünden rahatsız olanların kulaklarını tıkadığını gösteren fotoğraflar? Durağına bir an önce dönmek için şehir içinde trafik terörü estiren taksiciler? Ters yoldan çıkış yapılan taksi durakları? Benzeri görüntüleri yok ettiğimizde imajımız düzelmeyecek midir?ALANYA TURİZMİNDE ALTERNATİF ARAYIŞIAkla ilk önce spor turizmi geliyor. Hep söylüyorum; spor turizmi ve spor organizasyonları ile şehir tanıtımı iki ayrı konudur. Öncelikle bu bilinmeli… Spor turizmi çok örgütlü ve ciddi bir çabayı gerektirir. Yumuşak geçen kış koşullarına ve kışın açık olan tesislere güvenerek turistin kendiliğinden geleceğini ummak safdilliktir. Daha havuzun suyunu ısıtıp; antrenman yapacak yolun zeminini bile düzgün hale getirmeden!Sağlık turizmi? Yok öyle bir şey! AKP hükümeti kendi serbest çalışan hekimini yok ederek, her karlı olduğunu var saydığı yatırım gibi, sağlığa da el attı. Geçen gün Alanya devlet hastanesi başhekimi rakamlar verdi, sağlık turizminden bahsetti. Yıl boyunca hastaneye sevk edilen 446 hastanın geliş nedenine bakar mısınız? Alkol, trafik kazaları, havuz kazaları, darp!2005 yılında çıkarılan yasa ile kamu kurumları ve belediyelere engellilerin erişimin sağlanabilmesi için meğerse 7 yıllık bir geçiş dönemi planlanmış; yani bu yıl bitiyor… Alanya, engellilerin sosyal yaşamda yer alabilmesini sağlamak için başkalarından çok önce davrandı ve yaptıklarından daha fazlasıyla basında yer aldı! Bundan sonra dönüş yok; engellilerin rahatça şehri kullanabilmesi adına yapacağı çalışmalar çok yaygınlık kazanmalı. Aksi takdirde kadük (düşmüş) kalır. Aslında, “engelli turizmi” deyimi biraz ayıp kaçmıyor mu?YARIN: EVET AMA YETMEZ