Bir zamanlar, deniz korsanlarıyla gündemde olan Somali, şimdi de kuraklık ve kıtlıkla gündemde. Bölgede üç yıldır yağmur yağmıyor. Günde yaklaşık 1.300 kişi, ayda 40.000 kişi açlıktan ölüyor. Susuzluktan yüzlerinde yara açılan insanlar...

Bir zamanlar, deniz korsanlarıyla gündemde olan Somali, şimdi de kuraklık ve kıtlıkla gündemde. Bölgede üç yıldır yağmur yağmıyor. Günde yaklaşık 1.300 kişi, ayda 40.000 kişi açlıktan ölüyor. Susuzluktan yüzlerinde yara açılan insanlar kan kaybından ölüyor.
Afrika’da kuraklık ve kıtlık nedeniyle baş gösteren açlık krizinde alarm zilleri çalıyor. Kıtanın doğusunda Kenya ve Etiyopya'dan Somali'ye kadar olan bölgede son 60 yılın en kötü kıtlık felaketi yaşanıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, 12 milyon kişinin acil yardım beklediğini ve durumun şu anda "dünyadaki en büyük insani felaket" olduğunu söylüyor. Kuraklıktan kaçan 440 bin kişi Kenya'daki Daadab kampını dünyanın en büyük mülteci kampına dönüştürdü. Dayanıklılığı ile bilinen develerin bile ölmeye başladığı haberleri geliyor.
BM bu kuraklığın 100 yıldır yaşanan en büyük afet olduğunu açıkladı. Yardım kapına gitmek için yola çıkan her 2000 kişiden 500’ü yolda can veriyor. İnsanların yemek yiyebilir hale gelmeleri için bile on günlük tıbbi tedavi görmeleri gerekiyor.
Ülkelerini terk etmek için yola çıkan 12 milyon aç insanın dışında, henüz bağlantı kurulamamış sekiz milyon kişi Kenya-Somali sınırında mahsur durumda.
Acilen ameliyat edilmezse hayatını kaybedecek kişi sayısı 5000 ve bu sayı her an artıyor. Ameliyat için yeterli narkoz bulunamadığından ameliyatlar uyuşturulmadan yapılıyor.
Memleketimiz ve dünyanın diğer ülkeleri Afrika için yardım kampanyaları düzenliyor.
Kuraklık bu bölgenin belini bükmüş olsa da, gıda krizinin asıl sebebi yönetimin ve uluslararası diplomasinin tümüyle çökmesi.
Kıtlığın yaşandığı bölge terör örgütleriyle bağlantılı İslamcı bir rejim olan El Şebab yönetimi altında. El Şebab, öteki yerel liderler ve uluslararası topluluk arasındaki anlaşmazlık nedeniyle kıtlığı sona erdirebilecek yardım ve ticaretin büyük bölümü gerçekleşmiyor.
İşte bunu aklım almıyor. Özellikle yerel liderlerin kendi halklarını böylesine hiçe saymaları inanılır gibi değil.
Yardım kapıda ama sen bunu içeriye almaya yanaşmıyorsun. Nasıl bir zihniyettir bu?
Birleşik Arap Emirlikleri gibi birkaç ülke El Şebab'la ticareti sürdürüyor. İhtiyaç duyulan yardımın gelmesi ve milyonları tehdit altında tutan bu dehşeti sona erdirecek bir anlaşma için bu birkaç ülke aracılık edebilirler.
BM Güvenlik Konseyi birkaç gün içinde toplanacak. Arap ülkelerinin kıtlığı sona erdirmek ve uzun vadeli siyasi bir çözüm şansı aramak için El Şebab'la görüşmelerde bulunmalarına destek verilirse, yüz binlerce insanın yaşamı kurtulabilir.
BM Güvenlik Konseyi, kimi Körfez ülkelerine, arabuluculuk çabalarına önderlik etmeleri için çağrıda bulunursa, Somali'de açlık içindeki insanların, özellikle çocukların hayatlarını kurtaracak olan gıda ve sağlık hizmetleri bu ülkeye ulaştırılabilir.
Somali’de neler olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.