Yeni Alanya'da İncekum'un imara açıldığını ve ormanlık alana otel yapılacağını okuyunca, burnumun direği sızladı. Antalya yönüne her gidişimde ve oradan dönüşümde, İncekum'a gelince bir hoş olur yüreğim. Engin bir...

Yeni Alanya’da İncekum’un imara açıldığını ve ormanlık alana otel yapılacağını okuyunca, burnumun direği sızladı.Antalya yönüne her gidişimde ve oradan dönüşümde, İncekum’a gelince bir hoş olur yüreğim. Engin bir kumsaldı orası, mayosunu giyenin yüzmeye, oltasını kapanın balık avlamaya koştuğu… Yeryüzünün en güzel, en temiz kumsallarından birisiydi. İlk gençlik yıllarımda çok yüzdüm, çok balık avladım orada. Koca koca mırmırlar gelirdi oltamıza…Yıllar içinde, geçit vermeyen oteller, moteller, turistik tesisler girdi yolla kumsalın ve denizin arasına. O doğal güzellik büyük ölçüde bozuldu. Kumsalın en ucundaki ormanlık alana kadar uzandı tesisler.Yine de, doğal yapıyla inanılmaz bir uyum içinde olan, İncekum Orman Eğitim Merkezi ile, onun hemen gerisindeki halka açık piknik alanı, bir “kurtarılmış bölge” gibi duruyordu.Yeni Alanya’daki haberle öğrendim o bölgenin de imara açıldığını. Dünyaca ünlü İncekum Orman Kampı yanında bulunan 4 bin metrekarelik alanı Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden 29 yıllığına kiralayan Avrasya Turizm ve Gür Grup ortaklığıyla yapımına başlanan otele “Melisa Garden Club” adı verilecekmiş.“Garden”, biliyorsunuz, bahçe demek. Adı güzel de, şimdiden 100 çam ağacı kesilmiş bile. Ağaçsız bahçe mi olur? Ağaçsız Alanya mı olur? Kalmadı ağaç falan yanda yörede. Yakında bir başka ortaklık çıkar, Dim Çayı’nın çınarlarına da baltayı vurur. Zaten bir orası kaldı…İlk etapta kesilen ağaçların sayısı 100. Hele bismillah… Sonrası? Sonrası içimi ürpertiyor. 4 bin metrekarelik bir alan yalnızca 29 yıllığına kiralanmış. İyi de, ben kiraladığım yerin kapısını bacasını kırmaya, bahçesindeki ağaçları kesmeye yetkili miyim? Her nasılsa bunlar yetkili. Yüzlerce ağaç kesilecek korkarım o 4 bin metrekarelik alanda. Orada neredeyse 100 yıllık ağaçlar var?Eee, 29 yıl sonra ne olacak? O turistik tesis yıkılıp yeniden eski haline mi kavuşturulacak o bölge? Hadi canım sen de… 29, birkaç yıl sonra 99 yıla dönüşür, sonra da unut gitsin orayı…Eninde sonunda orası da bir turizm şirketinin kıyımına uğrayacaktı. Türkiye’nin bugünkü zihniyeti içinde, beklenen bir şeydi bu. Allianoi’yi kumla örtüp baraj sularına gömen, binlerce yıllık Hasankeyf’i baraj sularıyla kaplamaya hazırlanan, onlarca doğa harikasını hidro elektrik santrallerine kurban edebilen zihniyet, üç-beş yüz çam ağacının kesilmesini neden umursasın ki? Ağaç değil mi, dikersin, yeniden yeşerir.Tıpkı portakal ve muz bahçelerine, zeytinliklere yapıldığı gibi…Bari Düzlerçamı’na, “turistik tesis” adı altında görünümü bile birbirinden çirkin kale gibi yapılar dikilmese. Tesis, bungalov benzeri, doğayla uyumlu yapılardan oluşsa. Ama olmaz ki, olamaz ki! Bungalov tipi bir tesise alınabilecek turist sayısı, şekilsiz dev yapıların alabileceğinin en fazla dörtte biri olabilir. Yatırımı yapan, kazancına bakar. Kim uğraşır doğayla, çevreyle, bir koyup beş almak dururken.Demek ki artık o güzelim İncekum’un son kırıntıları da tarihe karışıyor.Gazipaşa’ya doğru giderseniz, birkaç koy daha var el değmedik. Hani, kayalık olduğu için oralarda inşaat yapmak biraz zor, Ama günümüz teknolojisiyle neler yapılmıyor ki?Sağlığımın elverdiği bir gün, şöyle geze eğlene bir yolculuk yapacağım Alanya’nın imara açılmamış kıyı yollarında. Bakarsınız gözden kaçmış üç beş güzellik bulup öneririm yatırımcılara. Eh, elbette bana da bir komisyon verirler artık…Ah, son bir soru: Güzel Alanya’mızın değerli Kaymakam’ı sevgili Hulusi Doğan ne yapıyor bu konuda? İnanın, bilmediğimden soruyorum, bu gibi konularda hiçbir yetkisi, etkisi yok mu? Bu gelişmeden haberi yok mu?Alanya Belediye Başkanı sayın Sipahioğlu, belde belediyelerinin bu tür akıl almaz girişimleri karşısında yetkisini kullanamıyor mu?İnanın bilmediğim için soruyorum. Benim kırk küsur yıl önce gördüğüm hukuk derslerindeki kuralların neredeyse tümü “kadük” oldu. Sanırım çağın epeyce gerisinde kaldım ben. Yeniden ders çalışmak içinse ne gücüm, ne de zamanım var…Evet, İncekum kıyımasından da dolma yemeye başlarız yakında. Hayırlı, uğurlu ola…