Çanakkale boğazı, müttefik donanmaları tarafından acımasızca, insafsızca bombardımana tabi tutuluyor ve boğazı korumakla yükümlü tabyalar, toz, duman içinde görev yapmak için insanüstü bir gayretle çarpışmaktadır. Boğazda Ocean zırhlısı,...
Çanakkale boğazı, müttefik donanmaları tarafından acımasızca, insafsızca bombardımana tabi tutuluyor ve boğazı korumakla yükümlü tabyalar, toz, duman içinde görev yapmak için insanüstü bir gayretle çarpışmaktadır. Boğazda Ocean zırhlısı, tüm topları ile tabyaları ateş altına alıyor ve çok kere tabyalardaki toplar safdışı bırakılıyor. Bu tabyalardan birinde onbaşı rütbesinde Havranlı Seyit canhıraş bir şekilde düşman donanmasına karşı toplarını ateşlemektedir. Ocean’dan atılan bir gülle Seyit onbaşının tabyasına isabet ediyor, tabyadaki topun asansörünü tahrip ediyor, bu suretle top saf dışı kalmak üzeredir. Askerlerin çoğu şehit olmuştur. Er Ali ile bir de Seyit onbaşı sağ kalmışlar. Yerde de 275 kilo ağırlığında birkaç mermi kalmıştır. Ama Ocean zırhlısı tabyaları top ateşine tutmaya devam etmektedir. Bunu gören Seyit onbaşı er Ali’ye "Bana yardım et, şu mermiyi sırtıma yükleyeyim" diyor. Ali’nin itiraz etmesine aldırmadan mermiyi sırtlıyor ve kemiklerinin çatırmasına aldırmadan mermiyi topun haznesine yerleştiriyor. O sırada zırhlı da tabyanın tam hizasındadır. Seyit onbaşı hemen topu ateşliyor, mermi zırhlının dümen kısmına isabet ediyor, dümensiz kalan gemi yalpalaya yalpalaya, bir gece evvel Nusret tarafından karanlık körfeze konulan torpillere isabet ediyor ve kısa bir süre içinde sulara gömülüyor. İşte bu durum karşısında, daha başka kayıplar veren komutanlık, gece karanlığından istifade ederek boğazdan kaçarcasına gidiyor. Seyit Onbaşı'nın, tabyadan attığı 275 kiloluk top mermilerinin, Çanakkale deniz savaşının 18 mart 1915'de sona ermesinde çok büyük etkisi olduğu tartışmasızdır. Onun ve birer şehit olan silah arkadaşlarının ruhları şad olsun, Allah’ın rahmeti üzerlerinden eksik olmasın. Amin.Güneydoğu bölgesinde Şemdinli'de 2 sivilin ölümüne, 17 sivilin yaralanmasına yol açan saldırıyı gerçekleştiren terör grubuna 4 kasımda Şafak 15 isimli saldırı başlatılmıştı. 80-90 teröristin mevcudiyeti öğrenildikten sonra Seyit (Yalçın) çavuşun da bulunduğu özel kuvvet, Şemdinli’deki Habeşti yaylasına indirildi. Birliğin en önünde bulunan Seyit Çavuş, sık ağaçlık arazide teröristlere 30 metre mesafeden ateş etmeye başlıyor. Bu suretle grubun kaçmasına mani oluyor ama kendisi de yaralanıyor. O sırada bir kız teröristin yaralandığını görüyor, askerlerin kızı öldürmesini önlüyor ve canlı olarak yakalanmasını sağlıyor. Bu terörist kız, teröristlerin yerlerini, inlerini birer birer anlatıyor ve 42 teröristin ölü olarak ele geçirilmesine sebep oluyor. Kanser olan anacığını tedavi ettirebilmek için özel birliğe giren Seyit Çavuş, Şemdinli Hastanesi'nde şehit oluyor. Ruhu şad olsun.Genelkurmay Başkanlığı'nın şehit Seyit Çavuş'un annesini tedavi ettirmesi en vicdani görevidir. Bu şehit evladımız gibi vatanı için gözünü budaktan esirgemeyenlerin sayesinde evimizde rahat uyuyabiliyoruz. Allah, dağ başlarında soğuk demeden, sıcak demeden teröristlerle savaşan askerlerimizi her türlü tehlikeden korusun. Amin