BİRGÜN içinde bir sürü hayal kuracak kadar yaratıcı olmamıza rağmen o hayallere ulaşmaktan birçok kişi vazgeçer. Neden? Çünkü reddedilmekten korkarlar. Yarım kalmaktan, incinmekten, batmaktan, çıkamamaktan, ağlamaktan. Gurur adı...
BİRGÜN
içinde bir sürü hayal kuracak kadar yaratıcı olmamıza rağmen o hayallere ulaşmaktan birçok kişi vazgeçer. Neden? Çünkü reddedilmekten korkarlar. Yarım kalmaktan, incinmekten, batmaktan, çıkamamaktan, ağlamaktan. Gurur adı altında saklanıp, o görünmez çelik ceketini çıkarmak istemez. Daha cesur olduğunu, daha güçlü olduğunu düşünür. Risk almayı aptallık diye nitelendirir, olduğu gibi davranmayı da saflık. Hep bir ama-ları vardır.
Gitmek istiyorum ama… Görmek istiyorum ama… Söylemek istiyorum ama… Kazanmak istiyorum ama… İsteyen ve harekete geçmek istemeyen insanlara göre o kadar ama vardır ki asla o işin içinden kurtulamazlar. Her insanın hayata gelişinin bir amacı vardır. Herkesin içinde biraz iyilik vardır.
Her sabah uyanmanın senin hayatına bir etkisi olmalıdır. Dünün aynısını yaşadığın bugünden farklı bir şey öğrenmelisin. Bazen bir kaldırım taşında, bazen dinlediğin bir müzikte, baktığın gözde, sohbet ederken sana kurulan bir cümlede
Dünya her zaman güneşli değildir. Ölüm her zaman insanların en korktuğu şey değildir.
Asıl korku sona gelindiği zaman gerçekten sahici bir yaşamın var olup olmadığını anlamandır.
Yaşlandığın zaman yaptıkların değil yapamadığın her şey için pişman olmandır.
Herkes belirli yeteneklerle doğar. Bazıları bunu ömür boyu gün yüzüne çıkaramaz.
Alamadığı riskler, vazgeçtiği hayaller, keşkeler…
Hepimizin hayata gelişinin bir amacı var. Sahiden hiç düşündün mü? Amacını ve hayalini? Hayatını nasıl biriyle gerçekten paylaşmak istediğini. Evlenmek için evlendiğin adama, kadına baktığında niçin evlendim mi diyorsun yoksa toplumun sana yüklediği evlilik adı altında işte evlendim mi diyorsun?
Bir hayattan ne bekliyorsun? Herkes üniversiteye gider ama gerçekten istediğin bölümümü okuyorsun yoksa ailenin sana oku dediği bölümümü?
Bugün amacın için ne yaptın? Eğer hiçbir şey yapmadıysan hiç bir şey istemeye de hakkın yok. Daha iyi olmak istiyoruz , daha tutkulu sevmek , daha çok para kazanmak , iyi bir ev , iyi bir araba , sağlıklı bir yaşam.. Sonra bunları elde etmek için –gibi- yapıyoruz. Çalışmış gibi, denemiş gibi, pes etmemiş gibi… Sonuçlarda hep “gibi” olarak geliyor bize. Kazanmış gibi… Gerçekten yalnız kalınca gibi olarak yaşadığın hayatın hiç içinde olmamışsın gibi oluyor.
Kazanmadığın sınav, veremediğin kilo, istemediğin iş, öfke duyduğun ailen hiç biri ama hiç biri senin gerçek kişiliğini sen istemediğin sürece etkileyemez. Bizler hep daha çok zamanımız olduğuna inanıyoruz. Yarın bakarız diyoruz. Gerçekten yarın bakacak kadar hayatının garantisi olduğuna kanıtın nedir?
İçinde ne varsa onu yaşamalısın. Açık şekilde, dürüst şekilde. NE İSTEDİĞİNİ BİLMELİ VE İSTEDİĞİN ŞEYLER İÇİN HER ŞEYİ YOK SAYARAK SAVAŞMALISIN. Sen istediğin için işler iyi gitmez, hava düzelmez. Ama sen işler iyi gitmediği zamanlarda bile iyi kalabilmelisin. Müthiş zor olsa da denemeye değer. Kolay olsaydı şu an herkes bunu yapıyor olurdu. Zor ama denemeye değmez mi? Durma, koş hayallerinin, dilediklerinin peşinden koş.