Batı toplumları siyaseti seçimden seçime konuşuyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde siyaset bu kadar öne çıkmadığı gibi seçimler de bu kadar gündemi doldurmamakta. Seçim bittiğinde herkes normal işine yoğunlaşıyor. Biz seçim öncesini...
Batı toplumları siyaseti seçimden seçime konuşuyor.
Özellikle gelişmiş ülkelerde siyaset bu kadar öne çıkmadığı gibi seçimler de bu kadar gündemi doldurmamakta.
Seçim bittiğinde herkes normal işine yoğunlaşıyor.
Biz seçim öncesini de, ölüm kalım savaşı haline getiriyor, sonrasında da, kazananın havasından geçilmezken, kaybedenler de, her şey bitmiş gibi bir karamsarlık içine giriyor.
İşin komik yanı, kaybedenler bile belli saçma argümanlar kullanarak başarılı olduklarını bile iddia etme aymazlığı içine girebiliyorlar.
Biz de toplumun özellikle siyasilerin bu hastalığını bildiğimizden aynı saçmalık doğrultusunda farklı farklı yorumlara girebiliyoruz.
Bu seçim şu ya da bu biçimde bitti.
Kazanan da, kaybedenler de belli.
Herkes bulunduğu konumu kabullenip, ileride başarılı olabilmek için neler yapılması gerektiği üzerinde kafa yormaya başlamalılar.
Türkiye’nin önünde çok zorlu dönemeçler ve engeller var.
Dünya küresel krizi henüz yeni yeni atlatıyor.
Yunanistan iflasın eşiğinde, Ortadoğu karman çorman, İran klasik düşmanlığına dönerek dişlerini yavaş yavaş göstermeye başladı.
Araplarla olan balayı süreci bitmek üzere…
Türkiye, İsrail’e posta attıkça Araplar Başbakanı göklere çıkarırken, Arap liderler belli bir kıskançlık içindeydi.
Şimdi bu liderler zor duruma düşünce, Başbakan’a da tavır almaya başlayanlar olduğu gibi, tavır koyacaklar da sırada bekliyor.
Yeni Anayasa birlikte, Kürt konusu, daha doğrusu PKK terör örgütüyle BDP’nin ne yapacağı, Türkiye’nin en önemli gündemleri olarak önümüzde durmakta.
Böylesine zor ve karmaşık sorunları iktidarın nasıl çözeceğinden çok, muhalefetin bu sorunların çözümüne dönük politikalar karşısında nasıl tavır alacağı çok daha önemli.
Muhalefet, ülkeyi ve ülke insanını düşünerek yapıcı bir politika mı izleyecek, yoksa iktidarın her dediğine karşı çıkarak halktan seçimin intikamını alma aymazlığı içine mi girecek?