IRAK Bölgesel Kürt yönetimi, 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık referandumuna gideceğini resmen ilan etmiş, dünyaya duyurmuştu. Emperyalist güçlerin bir projesi olan Kürt devleti, aynı zamanda Kürtlerin çoğunluğunun arzusu ve isteğidir....

IRAK

Bölgesel Kürt yönetimi, 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık referandumuna gideceğini resmen ilan etmiş, dünyaya duyurmuştu.
Emperyalist güçlerin bir projesi olan Kürt devleti, aynı zamanda Kürtlerin çoğunluğunun arzusu ve isteğidir.
Kurulacak olan Kürt devleti, başta ABD olmak üzere İsrail, Avrupa ve Arap ülkeleri ile bölge ülkelerinden bazılarının desteğini kazanabilir.
Irak hükümetinin Kerkük’teki bayrak krizinde ciddi tavır alamadığı gibi, bölgesel yönetimin bağımsızlık girişimine de fazla karşı çıkacağı beklenmemektedir.
Söz konusu referandum, başta Kerkük olmak üzere genelde Türkmen bölgeleri olan daha geniş bölgeleri de kapsayabilir.
Kuzey Irak'ta düzenlenmesi planlanan referandum konusunda en ciddi ve yaptırım isteyen lider ise MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'dir.
Bayram öncesi ve bayramda bu konuya değinen Sayın Bahçeli, açıklamalarında, “Barzani'nin referandum kararının sonuna kadar karşısında bulunulmalıdır. Bu referandum, gerekirse savaş sebebi sayılmalıdır. Kuzey Irak'taki referandum Kürdistan provasıdır. Bu Barzani'nin hayrına olmayacaktır, rüzgar eken fırtına biçecektir. Peşmerge yönetimi Türk milletini sabrını zorlamaktan vazgeçmelidir" sözlerine yer vererek durumun vahametini gözler önüne sermiştir.
Başbakan Binali Yıldırım ise cevaben yapmış olduğu açıklamada, “Savaş, devletle devlet arasında olur. Biz bunları tanımıyoruz. Bir devlet bize kafa tutar ve egemenlik haklarımıza karşı hareket içinde olursa bizim için savaş sebebidir. Ama burada Irak'ın parçası olan bir bölgesel yönetim var" sözleri ise tepkilere neden olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Sayın Başbakanı nasıl bir sığ düşünce ile böyle bir açıklama yapabilir, akıl alır gibi değil.
Referandum şayet gerçekleşir, sonucu da bağımsızlıktan yana olursa, karşımızda, zaten tanıyalım, tanımayalım bir devlet kurulmuş olacaktır.
İş işten geçtikten sonra atılacak her adım, Kıbrıs’a gerçekleştirdiğimiz Barış Harekatı'nın ardından yaşadıklarımızdan pek farkı olmayacağı gibi, dünyaya yine kendimizi anlatamadan yıllar sürecek bir kaosa sürükleneceğiz.
Türkmen halkı, tarihinin en kritik ve ölüm kalım dönemini yaşamaktadır.
Türkmenlerin bugünkü kritik ve tehlikeli durumlarının belirtileri 80 yıl önce kendini göstermiştir.
80 yıllık Arap ve Kürt ırkçılığının bugünkü sonucunu zamanında kavrayamayan Türk milleti, bugün bunun bedelini ağır ödemek üzeredir.
Barzani'nin referandum ısrarı, Türkiye için ciddi ve ağır bir tehdide dönüşmüş durumdadır.
Sırtını İsrail ve ABD'ye dayayan peşmergenin başı, Türkiye'yi tehdit etmekle kalmıyor, Irak'ı da bir iç savaşa sürüklüyor.
ABD'nin referandumun ertelenmesini istemesi, çok girift bir oyunla karşı karşıya kaldığımızı göstermektedir.
Zira, erteleme Barzani'nin yeni tavizler koparması ve bu kanlı oyununa uluslararası meşruiyet kazandırması dışında hiçbir önem ve anlam ifade etmemektedir.
Her ne pahasına olursa olsun, bu referandum iptal edilmelidir ve bunu sağlayabilecek tek ülke Türkiye'dir.
MHP’nin bağımsızlık referandumu hakkındaki düşünceleri açık ve nettir.
Kuzey Irak’ta kurulması planlanan bir “Kürt Devleti” hükümetimiz tarafından “Savaş Sebebi” gösterilerek derhal Irak yetkililerine nota olarak verilmelidir.
Bununla da kalmayarak Irak sınırında askeri bir tatbikat ve yığınak ile ülke olarak durumun vahametini anlamalarını sağlamalıyız.
Bu düşüncelerle Irak’taki Türkmen karındaşlarımızın daima yanında olacağımızı bir kez daha ifade ediyor, Kerkük ve Musul’un Türk’ün yurdu olduğunu haykırıyoruz.
Ne mutlu Türk'üm diyene!