Fenerbahçe kafilesi, feci bir felaketin eşiğinden şoför ile güvenlik müdürünün soğukkanlılığı ve cesareti sayesinde kılpayı kurtuldu. Böyle bir rezilliğe aklı başında bir insanın imza atmasını düşünmek bile akıl işi değil. Toplumun...
Fenerbahçe
kafilesi, feci bir felaketin eşiğinden şoför ile güvenlik müdürünün soğukkanlılığı ve cesareti sayesinde kılpayı kurtuldu.
Böyle bir rezilliğe aklı başında bir insanın imza atmasını düşünmek bile akıl işi değil.
Toplumun çivisi çıktı.
Her alanda kutuplaşma tavan yapmış durumda.
Sanırım akıl tutulması denen şey bu olmalı.
Bu çirkin saldırı sonrasındaki gelişmeler, ilginç hale gelmeye başladı.
Olayın hemen sonrasında sıcağı sıcağına, daha saldırının ne ile yapıldığı kesinlik kazanmamış hatta taşla saldırıdan söz edildiği saatlerde, kaleme aldığım pazartesi günkü yazımın bir bölümünde “Bu eylemin, sıradan bir taraftar saldırısı olduğuna inanmıyorum.
Eğer bu bir taraftar saldırısıysa ‘Pes doğrusu’ demekten başka diyecek lafımız olamaz!.....” diyerek, belli değerlendirmelerde bulunmuştum.
Bugün, saldırının tüfekle yapıldığı kesinlik kazanmış, saldırıyı gerçekleştirdikleri iddiasıyla iki kişi gözaltına alınmış durumda.
Saldırı, akıl almayacak boyutlarda bir vahşeti hedeflemiş olmasına karşın, bu rezil olayı, hala taraftar fanatizmi içinde ele alıp değerlendirenler var.
Sosyal medyadaki yorumlara bakınca inanın insan, insanlığından utanıyor.
Böylesine rezil değerlendirmeler karşısında “Pes doğrusu” demekten öte diyebileceğimiz bir şey olamaz.
Bu olayı, salt Fenerbahçe’ye dönük bir saldırı olarak da değerlendirmemek gerekir. Bu olay, bir sporcu kafilesine yapılmış insanlık dışı bir saldırı.
Türkiye’de birbirlerine karşı husumet besleyen birçok kulüp taraftarı var.
Aynı aymazlığı bunların da sergilemeyeceğini kim garanti edebilir?
Amatör liglerde bile ne rezillikler sergileniyor!
Türkiye yolgeçen hanına döndü.
Toplum, önde gelen siyasi aktörler, kulüp ve sendika başkanları, sivil toplum örgütlerinin sözcüleri tarafından sürekli geriliyor.
Kimsenin kimseye güveni kalmadı.
Herkes birbirine potansiyel suçlu gibi bakıyor.
Ceviz kabuğunu doldurmayacak şeyler yüzünden cinayetler işleniyor.
Medyanın bir bölümü, her tür kutuplaşmanın ateşini körüklemekle meşgul.
Her alanda, toplumsal yozlaşmanın, bozulmanın ve kokuşmanın batağına hızla sürüklenmekle meşgulüz.
Bu pisliğin içinden nasıl temizlenip çıkacağımızı hesap etme yerine, pisliğe balıklama dalmanın aymazlığı ve ahmaklığı içindeyiz.
Allah hepimize akıl fikir ihsan eylesin demekten öte ne diyebiliriz ki?
Bu durumda işimiz Allah’a kaldı demektir!
Ben bile işimizin Allah’a kaldığını söylediğime göre, varın siz gerisini düşünün!