Toplumun bir kesiminin belli kaygılarından yararlanarak, ülkeye egemen olmaya, kariyer hesabıyla yanıp tutuşan, belli rantlardan yararlanmaya çalışan, soygun ve vurgun peşinde koşan beyinler bu derin yapının içinde aktif olarak yer aldılar....

Toplumun bir kesiminin belli kaygılarından yararlanarak, ülkeye egemen olmaya, kariyer hesabıyla yanıp tutuşan, belli rantlardan yararlanmaya çalışan, soygun ve vurgun peşinde koşan beyinler bu derin yapının içinde aktif olarak yer aldılar.Tabii burada, geçmişteki darbelerin ne denli acımasız olduğunu bilen bazı unsurlar da korkularından bu uyanıklara alet olabildiler!Erbakan karşıtı, Laik Cumhuriyet konusunda duyarlı bu kesimin bu kaygısını bilen uyanıklar, kendi ürettikleri ve kendilerinin hazırladıkları senaryolarla Müslüm Gündüzler, Fadime Şahinler ve Ali Kalkancılar gibi insanlara belli roller vererek belli eylemler ekranlara taşındı.İşin en komik yanı, alkolik, işsiz güçsüz biri olan Ali Kalkancıya dini dersler verilip, Hacca da gönderilip din adamı ya da tarikat lideri gibi topluma tezgahlanması süreci incelendiğinde, bu sürecin ne rezilliklerle dolu olduğu, çok daha iyi anlaşılır.Bu hükümetin darbecilere dönük ortaya koyduğu başarının en belirleyici unsuru ise, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın ve de Savunma Bakanının aynı dünya görüşünde olmalarıdır.Üst düzey bürokratlarını görevden uzaklaştırabilmek için üçlü kararname şart.Erbakan ve Çiller’in askerlere direnememesinin nedeni, darbe girişiminden söz eden komutanları emekliye sevk etmek istemişler ama, üçlü kararnamede yer alan Savunma Bakanı bile bu kararnameye imza atmaya yanaşmadığı gibi, Demirel’in de böyle bir kararnameyi imzalamayacağı düşünülerek, bu operasyonu yapamadıkları iddia ediliyor.İnsan siyasi ya da ideolojik koşullanmaların dışına çıkıp, tüm bu süreçleri objektif bir biçimde irdelemeye kalktığında, Türkiye’ de vatan millet sevgisi adı altında ne kadar büyük yanlışlıkların yapıldığını, ne büyük vurgunları vurulduğunu net bir biçimde görüyor ve de kahroluyor.Bu reziller ve rezillikler bir bir ortaya çıkarken, hala ordunun yıpratılmasından söz edenler ya da bu kaygıyla bu rezillikleri yapanlara sahip çıkmaya çalışanların biran önce, Türk ordusunda asli görevine odaklanmış dürüst unsurlarla, görevinin dışına çıkarak bir sürü pisliğin içine dalmış, iş çevrelerinin yönetimlerinde yer alıp gelirlerine gelir katan, rüşvet yiyen, çetelerle işbirliği yapan, terörü destekleyerek büyük rantlar elde eden, askerlerimizin şehit olmasına vesile olan, hatta toplumda ses getirebilecek suikastları tezgahlayan beyinlerin ayrımının da yapılması gerekiyor.Türk ordusu içinde, dürüst bir biçimde görevini yapan, bulunduğu makamları kendi çıkarı için kullanmayan askerlerimizi ve de çok değerli paşalarımızı tabii ki taktir ediyor ve onlara minnet ve şükranlarımızı sunarken, çıkarcıları da ortaya çıkarıp, bu ülkeye ve bu ülke insanına hizmet edenlerle, menfaat peşinde koşanların ayrımının da yapılması gerekir.28 Şubat süreci ve de evveliyatı bu denli açık seçik toplum önünde tartışılmamış olsaydı, bu rezilleri ve rezillikleri bizim öğrenmemiz mümkün müydü?Hala Ergenekon ve diğer darbe girişimleriyle ilgili tutuklamalara ve yargılamalara karşı çıkanların önemli bir bölümünün, belli bir ideolojik saplantı içinde AK Parti karşıtlığına dayalı bir tepki içinde olduklarına inanıyorum.Bu ülkenin ve bu ülke insanının çıkarını düşünen istisnasız herkesin, siyasi kaygılardan ve belli şartlanmalardan arınarak, ne adına ve niçin yapılmış olursa olsun, tüm yanlışlara, soygun ve vurgunlara karşı çıkmaları ve suç işleyen kim olursa olsun onları lanetlemeleri gerekiyor.- BİTTİ -