​​​​​​TURİZM duayenlerinden kıymetli büyüğüm Adil Gürkan, 'Dinozor Turizmcinin Anıları” adlı bir kitabında, turizm konusundaki yılların deneyimini, okurken yormayan kısa ve açıklayıcı hikâyelerle süsleyerek ifade...

​​​​​​

TURİZM

duayenlerinden kıymetli büyüğüm Adil Gürkan, “Dinozor Turizmcinin Anıları” adlı bir kitabında, turizm konusundaki yılların deneyimini, okurken yormayan kısa ve açıklayıcı hikâyelerle süsleyerek ifade etmiş...

Bence, “Turizm Sektöründe" çalışan, ekmeğini, bu sektörden kazanan, turizmciyim diyen herkesin alıp okuması gerek.

Kalemine sağlık!

Gürkan’ın sosyal platformda, “Genç Turizmciye Notlar” isminde bir de sayfası var, yılların deneyimini imbikten geçirmiş, okumak öğrenmek isteyen herkesle açık kaynak, bilgilerini paylaşıyor.

Geçen hafta paylaştığı yazıda, insanın geleceğini planlarken sorması gereken iki önemli sorunun altını çizmiş.

Önemli birisi mi, yoksa değerli birisi mi olacaksın?

Basit gibi görünen bu iki soruya vereceğiniz cevap, hayatınızın tüm akışını değiştirecek kadar önemli.

Siz de kendinize sorun, hangisini seçeceksiniz?

***

“Genç Turizmciye Notlar 37:

Geleceğini planlarken bir soru sormalısın. ‘ Ben ÖNEMLİ birisi mi olacağım, DEĞERLİ birisi mi?’

Nedir fark?

ÖNEMLİ birisi o pozisyonu gücü, otoritesi, üniforması, resmi unvanı, şirketteki makamı ile alır. İnsanlar ÖNEMLİ birisinden korkar. Teslim olur. Gördüklerinde ayağa kalkar. Ceket varsa önünü ilikler.

İnsanlar, ÖNEMLİ birisi ile bir arada olduklarında bunun bir an önce bitmesi için dua ederler.

Ya DEĞERLİ birisi?

O pozisyonu bilgisi, becerileri, dinleme ve anlama yetenekleri, çözüm odaklı oluşu, sevecenliği ve saygınlığı ile elde eder. Onları, bedenlerini çevreleyen iyilik ve güzellik çemberi ile daha ilk bakışta tanırsınız.

Yanında korku ve endişe değil, huzur ve güven hissedersiniz. İnsanlara sıcak bir yardımseverlik duygusu ile yaklaşır.

Gözlerinden hinlik, içten hesaplılık, kurnazlık değil, şeffaflık, açıklık, dürüstlük okursunuz.
ÖNEMLİ adamın hükmü sadece yaşadığı ve onu önemli yapan çevre ile sınırlıdır. Onun dışına çıktığında biter.

ÖNEMLİ adam küresel dünyaya çıktığında, önemi ile iş bulamaz. Ama DEĞERLİ adam, dünyanın her yerinde değerlidir. Donanımı ile her yerde iş bulabilir ve yeniden bir hayat kurabilir.
Sanatçılar, bilim insanları, düşünürler, mesleğine değer katanlar, edebiyatçılar, DEĞERLİDİR.

Üniformalılar, makam sahipleri, otorite temsilcileri ÖNEMLİDİR.

Geçmişe bir bakın; son 10 yıldan kaç tane ÖNEMLİ, kaç tane DEĞERLİ insan aklınızda kalmış?”

***

Adil bey konuyu özetlemiş, noktayı koymuş, gayet açık, önemli olan hangisi olacağına karar vermek.

Şöyle bir düşünelim.

Eğer biri, seni gördüğünde göz göze gelmemek için yolunu değiştiriyorsa, bil ki bir şeyleri yanlış yapmışsın...

Ya da bir diğeri seni gördüğünde, yolun diğer tarafından seslenip, yanına gelip hatırını soruyorsa, bil ki doğru yoldasın.

Çünkü hayatta yaptığımız her seçimin, attığımız her adımın bir neticesi var.

Hepsi de, sonunda aynı noktaya gelip “SON” bulacak, tabiatın kesin kanunu...

“Çıplak geldik, çıplak gideceğiz...”

O yüzden, iyisi mi sevgili kardeşim sen, sen ol, “DEĞERLİ” insan olmaya çalış.

Elinde, günün birinde son bulacak olan tek bir hayat var.

Ve hangisi olacağını sen seçeceksin, seçiyorsun attığın her adımda...

Hesap basit, ya etrafında “ÖNEMLİ” olduğun için dönen pervaneler olacak hayatında, sahte gülüşlü ve riyakar, sen de kendini önemli zannedeceksin; ya da seni her halinle, olduğu gibi seven, değer veren, değer verdiğin insanlar biriktireceksin...

Öyle çok fazla değil, bir elin parmakları kadar biriktirebildiysen hayatında, yeter de artar bile, fazlası kuru kalabalıktır her zaman.

Sen karar ver, değerli mi, yoksa önemli mi olacaksın...

“Çünkü ölüm var.”

Kızılderili atasözünü yeniden hatırlayalım:

“Sular yükselince balıklar

karıncaları yer; sular çekilince

karıncalar balıkları... Kimin kimi

yiyeceğine, suyun akışı karar

verir.”

Suyun akışının da “SAHİBİ” var, senin gayretin “DEĞERLİ İNSAN” olmak olsun...

Haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın.