Ekonomik hayata etkileri bakımından son derece hayati bir önem taşıyan eğitim; bireylerin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi ve vasıflarının arttırılması konusunda en etkili yol olmaktadır. Öyle ki sıklıkla değindiğimiz işsizlik sorununun...

Ekonomik hayata etkileri bakımından son derece hayati bir önem taşıyan eğitim; bireylerin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi ve vasıflarının arttırılması konusunda en etkili yol olmaktadır. Öyle ki sıklıkla değindiğimiz işsizlik sorununun çözülebilmesi için iyi bir temel eğitimin yanısıra bireylere mesleki eğitim verilmesinin de yaygınlaştırılması gerekmektedir. Böylece emek piyasasında, talep edilen vasıflı personel sayısı artacak ve niteliksiz işgücü yığını azalacaktır. Bu durum aynı zamanda, toplumda niteliksiz işgücü arasında daha yaygın görülen işsizlik olgusunun da azalmasını mümkün kılacaktır. Fakat, eğitim ile istenilen sonuca ulaşmak; ancak iyi bir eğitim planlaması doğrultusunda gerçekleştirilecek olan uygulamalar ile mümkün olacaktır. Aksi taktirde verilen eğitimlerin yetersiz kalması ve içerik bakımından toplumun ihtiyaç ve gereksinimlerini karşılar nitelikte olmaması, istenilenin tam tersi bir sonuç doğurarak, işsizlik sorununu daha da arttıracaktır. İyi ve yeterli eğitim almamış, nitelik bakımından yetersiz kalmış bireyler emek piyasasında, boş yığılmalara sebep olarak işsizliği daha yaygın bir sorun haline getirecektir. Çünkü temel ve mesleki eğitimin yetersiz olması, ekonomik anlamda iki önemli sorunu da beraberinde getirmektedir. Bunlardan ilki işsizlik, diğeri ise nitelikli iş gücünün bulunamaması ve mevcut nitelikli işgücü sayısının talebi karşılamaya yetmemesidir. İki durumda da ülkelerin ekonomik işleyişleri yavaşlayarak zarar görmekte, piyasalar durgunlaşmakta ve toplum refahı azalmaktadır.

Bir ülkede uygulanan eğitim ve istihdam politikaları, birbirlerinin ihtiyaçlarına ne ölçüde karşılık verebiliyorsa, o toplumda işsizlik ve kalkınamama sorunu o ölçüde az olacaktır. Eğitim ile işgücü piyasası arasındaki uyumun sağlanabilmesi için ise, güçlü bir temel eğitim sonrasında mesleki eğitimde de okullar ve işletmeler arasında iyi bir iletişimin ve birlikteliğin sağlanması teşvik edilmeli ayrıca devlet okullarında özellikle yabancı dil ile bilgi teknolojileri eğitiminin öncelikli bir konu olarak ele alınması gerekmektedir. Aksi taktirde, nitelikli işgücünün dahi, işin gerektirdiği vasıflar konusunda yetersiz kalması ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya gelmesi söz konusu olacaktır. Nitekim son yıllarda, üniversite mezunlarının dahi iş bulamaması insan gücü planlamasına dayanmayan bir eğitim anlayışının kaçınılmaz sonucu olmaktadır. Toplumun gereksinimlerine ve piyasaların ihtiyaçlarına cevap verebilen değişimler karşısında esnek ve dinamik bir eğitim sisteminin varlığı ve eğitimin toplumun her kademesinde yaygınlaştırılması, nitelikli eğitim yolu ile işgücü piyasasında vasıf uyumu sağlanması ve tüm düzenlemelerin istihdam dostu bir anlayışla gözden geçirilmesi; istihdama ve toplumsal kalkınmaya oldukça büyük bir katkı sağlayacaktır. Şüphesiz, toplum eğitimi, birey eğitimi ile başlamaktadır. Unutmayınız ve unutturmayınız ki, hayatta en hakiki mürşit ilimdir.