Yoğun olarak gelişmiş ülkelerde uygulanan pasif istihdam politikaları, çalışma yaşamına ilişkin hazırlanan kanunlar ile oluşturulan politikalardır. İş kanunu ve işsizlik sigortası kanunu, bu kanunlara örnek oluşturmakta ve doğrudan istihdam...

Yoğun olarak gelişmiş ülkelerde uygulanan pasif istihdam politikaları, çalışma yaşamına ilişkin hazırlanan kanunlar ile oluşturulan politikalardır. İş kanunu ve işsizlik sigortası kanunu, bu kanunlara örnek oluşturmakta ve doğrudan istihdam politikaları ile ilgili maddeler içermektedir. Ancak pasif istihdam politikaları, istihdam hacminin artması ve yeni iş alanlarının oluşturulması konularında bir katkı sağlamamaktadır. Bundan ziyade işsiz kalan bireyler ve toplum açısından işsizliğin olumsuz etkilerini azaltma amacı söz konusu olmaktadır. Yani pasif istihdam politikalarının temel amacının; işsizleri maddi açıdan desteklemek olduğunu söylemek mümkündür. Bu politikaların finansmanı, işsizlik sigortası haricinde, genel olarak işverenler tarafından karşılanmakta, mali yük ve sorumluluk işverenlere ait olmaktadır. Pasif istihdam politikalarının uygulanabilmesini sağlayacak kaynak arayışında bulunan devlet, toplamda çok büyük rakamlara ulaşan maliyeti işverenlere yüklemektedir.

Pasif emek piyasası politikaları temelde "işsizlik sigortası" ve "işsizlik yardımı" olmak üzere iki araç kullanılarak uygulanmaktadır ancak "Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı" gibi uygulamalar da pasif emek piyasası politikaları kapsamında değerlendirilebilmektedir. Ayrıca Sosyal Sigortalar Kanunu'nda yapılacak değişikliklerle pasif istihdam politikalarına yön vermek mümkündür. Nitekim erken emeklilik uygulaması bu konu için örnek olarak gösterilebilmektedir. Söz konusu uygulamalara ana hatları ile değinecek olursak; işsiz kalan bireylere belirli bir süre ücret desteği sağlayan işsizlik sigortası, kendi iradesi dışında işini kaybedenlere geçici bir süre ya da yeni bir iş buluncaya dek kendisinin ve ailesinin gereksinimlerini karşılamak için geliştirilmiş bir pasif istihdam politikası aracıdır. Aynı zamanda tüm dünyada en çok bilinen ve uygulanan önemli bir sosyal politika önlemidir. Ancak, işsizlik sigortasının işsizliğe karşı kesin bir çözüm yolu olmadığını belirtmek gerekir. Hatta sağladığı güvence ile işsizliği teşvik ettiğini söylemek bile mümkün olmaktadır. İşsizlik yardımı ise, günümüzde özellikle ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde sıklıkla uygulanan ve işsizlere minimum bir yaşam standardı sunmayı amaçlayan pasif emek piyasası politikasıdır. Uygulamada asıl olan, yardım alacak bireyin ihtiyaç sahibi olması ve bu durumunu belgelendirmesidir. Ayrıca muhtaçlık durumunu belgelendiren bireyin, işsizlik sigortasından yararlanmıyor olması da işsizlik yardımı alabilmesi için temel şartlardan biridir. Pasif istihdam politikaları arasında değerlendirilebilen ihbar ve kıdem tazminatı ise; esas itibari ile en uygun işsizlik sigortası araçlarından biri olmaktadır. İhbar ve kıdem tazminatı, işçiyi daha işten çıkarılmadan, yeni bir iş aramaya sevk etmek amacı ile uygulanmaktadır. Nitekim işveren; işten çıkarmayı planladığı işçiye, iş araması için kıdemine göre uygun bir süre verecek ve ya aynı süreye ait ücretini peşin ödeyecektir. Bu sayede bireylerin işlerini kaybetmeden önce yeni bir iş bulmalarını kolaylaştırarak, işsizlikten doğacak mağduriyetin en aza indirilmesini amaçlanmaktadır.

Sonuç itibari ile küreselleşme sürecinde ortaya çıkan yeni dünya düzeninde işsizlik; tüm dünya ülkelerinin en temel sosyal sorunu olmaktadır. Böyle bir dünya düzeni içerisinde, bireylerin ve toplumların çalışmaya daha hayati bir anlam yüklemesi ise kaçınılmaz olacaktır. Öyle ki çalışan ve ailesine bakabilen insan mutlu insan, bu insanlardan oluşan toplum da refah toplumu olarak nitelendirilmektedir. Bu doğrultuda toplumumuzun, refah toplumu haline gelebilmesinin en temel yolu; sosyal ve toplumsal bir sorun olan işsizlik ile gerek aktif, gerekse pasif fakat doğru politikalar uygulayarak mücadele etmekten geçmektedir.