Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde kaybolan 10 yaşındaki Narin kızımızın cansız bedeni, kaybolduktan 19 gün sonra, evine yalnızca 1.5 kilometre mesafedeki bir derede bulundu. Günlerdir profesyonel arama ekiplerinin defalarca taradığı bu alanda, nasıl oldu da Narin'in bedeni bu kadar süre fark edilmedi? Bu soru hepimizin kafasında yankılanıyor ve vicdanlarımızda derin bir yara açıyor.
Bir çocuk kaybolduğunda, sadece ailesi değil, tüm ülke nefesini tutar. Her birimiz, elimizden bir şey gelmese de, o çocuğun sağ salim bulunması için dualar ederiz. Narin de öyle oldu. Sosyal medyada binlerce insanın onu sahiplenip sesini duyurduğu bu kayıp vakası, ne yazık ki trajik bir şekilde sonlandı. Ancak bu son, birçok soruyu cevapsız bırakıyor.
Narin’in kaybolduğu andan itibaren Jandarma ekiplerinin son derece titizlikle arama çalışmaları yürüttüğünü biliyoruz. Ancak olay yerinin bu kadar yakınında, açık ve yüzeyde bulunan bedenin neden bu kadar geç fark edildiği sorusu yanıt bekliyor. Bu sorulara cevap bulmadan Narin kızımıza gerçek anlamda veda etmek mümkün değil.
Bu olayın ardında kim ya da kimler varsa, bunun nasıl ve neden yapıldığını öğrenmek, milyonlarca insanın vicdani talebidir. Çünkü Narin artık sadece ailesinin değil, tüm Türkiye’nin çocuğuydu. Onun kaybı hepimizin kaybıdır, ve hepimiz bu soruların yanıtlanmasını hak ediyoruz.
Narin’in anısını yaşatmak için, bu tür trajik olayların tekrar yaşanmaması adına dersler çıkarılmalı, sorumlular adalet önüne çıkarılmalıdır. Ülkemizde bir daha hiçbir çocuğun bu şekilde kaybolmaması ve acı bir şekilde bulunmaması için ne gerekiyorsa yapılmalı.
Vicdanı olan herkesin kalbi bugün Narin için atıyor. Ve bizler, bu sorular cevapsız kaldıkça, rahat bir nefes almayacağız. Kalın sağlıcakla.