DÜNKÜ yazımda dediğim gibi 90'lı yılların intikam söylemine geri dönüldü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 'misli misli karşılığını bulacaklar” demesi, bunun en bariz göstergesi. Şimdi bir değerlendirelim bu durumu: Biz...
DÜNKÜ yazımda dediğim gibi 90'lı yılların intikam söylemine geri dönüldü.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün “misli misli karşılığını bulacaklar” demesi, bunun en bariz göstergesi.
Şimdi bir değerlendirelim bu durumu: Biz 90'lı yıllarda ne kazandık?
Basılan köyler, kundağında öldürülen bebekler, vahşet ve kan...
Başka da hiç bir şey değil.
Ateşe ateşle karşılık vermeyi tabi ki çok istersiniz, içinizde intikam ateşi yanar, 26 eve ateş düşmüştür ne de olsa.
Dişe diş, kana kan içgüdülerimizde var ne de olsa, doğru değil mi?
Ben bu konuya biraz “yumuşak gibi” yaklaşıyorum diye sanıyor musunuz ki ben intikam almak istemiyorum?
Ben bu haberi duyduğumda bunu yapanları kendi ellerimle kurşuna dizmek istedim.
Öyle bir içime oturdu ki...
Ancak çözümü bu değil. Bunun çözümü bu değil.
Belki, dün de dediğim gibi, bunun bir çözümü bile yok.
Ancak bildiğim tek bir şey var: Şiddet bu olaya en yanlış yaklaşım şekli. Olabilecek en kötü yaklaşım şekli.
Alev alev getirir.
Kan kan getirir.
Şiddet daha fazla şiddet getirir.
Şiddet bir çözüm değil, bir intikam aracıdır. Ve intikam karşılıklıysa sonsuza kadar alınmaya devam eder.
Bir tür büyük ölçekli kan davası olarak düşünebiliriz bunu. Kan davalarının gerçek anlamda bittiğini hiç gördünüz mü?
Görmediniz elbette. İşte bu da bir tür kan davası ve bu şekilde bitmesi mümkün değil. İntikam bir kere alınan bir şey değildir, sürekli karşılıklı alınan bir şeydir.
İntikam almak içimizi kısa süreli rahatlatmaktan başka hiç bir şey getirmez.
Hatta intikam bir ateş daha düşürür evlere kısa süre içinde. Onların içindeki ateşi tetikler bizim içimizdeki ateşi tetiklediği gibi.
Kaldı ki gerçek anlamda “intikam” bile alınmıyor bizim ülkemizde.
Göstermelik bombalıyorlar etrafı, uçakları televizyonda gösteriyorlar, hepsi bu.
Bu mudur intikam dedikleri?
İntikam almakla hiç bir yere varamayız, burası kesin. Bu fikirlere sahip birileri yaşadığı sürece terör devam edecek.
Peki, bu noktadan sonra atılması gereken adım nedir?
Şehit sayısını minimumda tutmanın yollarını aramalıyız bu noktadan sonra, yapılacak başka hiç bir şey yok.
İntikamla mintikamla olacak iş değil bu.
İyi bir savunmayla olacak bir iş. Saldırı olabilecek yerler belirlenmeli, o kısımlardaki askerler daha çok korunmalı, gerekirse bir tuşla harekete geçen ve gördüğü her ısı izini paramparça eden otomatik insansız makineli tüfekler gibi savunma cihazları temin edilmeli. Biz onlara saldırı yaptığımız sürece bilenmeye devam edecekler ancak savunma kısmında geri püskürtülürlerse kendilerine güvenleri paramparça olacaktır.
Saldırı oranı gözle görülür oranda azalacaktır. İntikamla değil, iyi bir savunma yaparak şehit sayısını minimuma düşürebiliriz.
Konuşuyorum ama dinleyen kim...
İntikam almaya devam etsinler bakalım, bu iş nereye varacak.