Belgesellerden birinde 'Doğayı evcilleştiremezsiniz” diye sürekli anons ediliyor. Daha önceki bir köşe yazımda, doğanın doğal dengesinin acımasızlık üzerine kurulu olduğunu, en acımasız canlının da insanoğlu olduğundan dem vurmuştum....
Belgesellerden birinde “Doğayı evcilleştiremezsiniz” diye sürekli anons ediliyor.Daha önceki bir köşe yazımda, doğanın doğal dengesinin acımasızlık üzerine kurulu olduğunu, en acımasız canlının da insanoğlu olduğundan dem vurmuştum.Nice’nin insanın yücelişinden ve “Yüce İnsan” arayışının bile, acımasızlık üzerine kurgulandığını düşündüğümüzde, Alanya’mızda gerçekleşen hayvanların bile yapamayacağı bir rezilliğe şahit olduk.İki Alman turist yani Alanya sevdalısı iki insan hunharca katledildi.Böylesine rezil, böylesine insanlık dışı ve böylesine ülkemize, ülke insanımıza ve Alanya’mıza zarar verecek bir eylemi gerçekleştiren rezillerin rezilliğine bile, Facebook’ta mazeret bulmaya çalışan, Almanya’da da Türklere aynı şeylerin benzerlerinden yapıldığını söyleyebilen beyinlerin bu yaklaşımları tüylerimi diken diken yaptı.Bize ne oluyor, anlayabilmiş değilim.Adam dünyalı ve insan olmaktan söz ederek ırkçılığa karşı çağdaş bir yaklaşım sergilerken bile kendi etnik kökenini öne çıkararak bir anlamda ırkçılık yapmasını anlamak mümkün değil!Neden mümkün değil biliyor musunuz?Adam sürekli kendisini, çağdaş, ilerici ve devrimci ırkçılığa ve dinsel fanatizme karşı biri olarak lanse etmesi bir yana, sürekli bu konularda ahkâm kesmesiyle de bilinen ağzı iyi laf eden, siyasi ya da ideolojik önyargılarıyla rakip olarak gördüğü siyasileri, ülkeye en büyük ihaneti yapan, vatanı satan siyasi kadrolar diye veryansın eden, her türlü hakareti bunlara reva gören bir beyinin böylesine bir çelişki içine girmesi de gösteriyor ki, biz ne dediğimizi ne yapmak istediğimizin bile farkında değiliz.En doğru inanç bizim inancımız.En yiğit millet bizim millet.En çalışkan, en doğru da biziz. Demenin bencilliği ve aymazlığı içinde her türlü rezilliği sergilemeye devam edip gidiyoruz.Kimsenin kimseye güveninin olmadığı, her tür üçkâğıtçılığın sıradanlaşıp kanıksandığı, herkesin herkese kazık attığı bir toplumsal dokuda hâlâ dürüstlükten, erdemden, etik değerlerden bahsetmek, bu yönde ahkâm kesmek hatta tüm bu rezilliklere rağmen erdemden bahsetmek kadar saçma ne olabilir ki?Bir gün toplumdaki bir sürü çirkinlikleri ve rezillikleri bir bir sıralayarak topluma demediğini bırakmayacaksın, bir başka gün de, toplum olarak ne denli erdemli bir etnik kökene sahip olduğumuzdan söz edeceksin! Toplum olarak empati diye bir alışkanlığımız yok.Adam “Ben şu millettenim” diyorsa, sen ona “Yok sen o milletten değil, şu millettensin” demen kadar komik ve saçma ne olabilir?Bana ya da, birilerine “Siz o milletten değilsiniz” diyen benim gibi Türk birisine, ahmağın birisi çıksa, “Sen Türk değilsin, şu ya da bu millettensin” dese, yani aklınca bize akıl vermeye kalksa, ben ne yapacağımı biliyorum ama o arkadaşın ne söyleyeceğini de tahmin edebiliyorum.Böyle bir durumda empati yapabilen bir insanın bir başka insana hangi etnik kökenden olduğunu söyleme saçmalığına girmeyeceğine eminim.Demek ki bazı beyinler, o kadar bilge olduklarını iddia etmelerine karşın, henüz empati ile bile tanışmamışlar!