DEĞERLİ okurlar. İstisnasız hepimiz, bulunduğumuz çevrenin ve de mevcut koşulların bir ürünüyüz. Tarihi kahramanlar, büyük düşünürler ve de liderler, mevcut koşulların sorunlarına çözüm aranırken, ortaya çıkan aktörlerdir. Bugünün...

DEĞERLİ

okurlar.
İstisnasız hepimiz, bulunduğumuz çevrenin ve de mevcut koşulların bir ürünüyüz.
Tarihi kahramanlar, büyük düşünürler ve de liderler, mevcut koşulların sorunlarına çözüm aranırken, ortaya çıkan aktörlerdir.
Bugünün koşullarında kahraman arama yerine, yaratıcı siyasi aktörler aramamızın nedeni de, mevcut koşulların bize dayattığı bir gerçek.
Bakın bir düşünür ne demiş:
"Tarihsel maddeci görüşe göre; insan çevresinin ürünüdür. İçinde bulunduğu koşullar onun bilincini, yani ideolojisini belirler. Fakat, yine insan çevresini oluşturan bir varlıktır. Bu nedenle, çevresinin ürünü olan insan, yeterince bilinçlendikten sonra, döner ve kendini üreten bu çevreyi etkilemeye başlar. Böylece insanoğlu kendisini yaratan koşullara bilinçli olarak karışma ve onları hızlandırma olanağı bulur."
Bu bakış açısından yola çıkarsak, çevremiz bizi üretirken, içimizden çıkan kimi beyinler, yeterince bilinçlendikten sonra, çevresindeki insanları etkileyerek, toplumu bambaşka bir çizgiye taşıyabilmekte.
Bu etkileme, kimi dönemlerde olumlu yönde olurken, kimi dönemlerde de, olumsuz yöne kayabilmekte.
Toplumu olumlu yöne yönlendirme başarısını gösteren liderleri minnet ve şükranla anarken, olumsuzluğa taşıyıp felaketlere sürükleyen kimi siyasileri de nefretle anıyoruz.
Tarihte en çok nefret edilen liderleri saymaya kalkarsak, başı Hitler ve Mussolini çeker.
Her iki lider de, hem kendi toplumlarına, hem de tüm insanlığa büyük zarar vermişlerdir.
Bu iki insan, böylesine büyük felaketlere imza atmalarına karşın, günümüzde bile, hala onları göklere çıkaran ve ideolojik anlamda onların peşinde koşan insanlar var.
Demek ki, insanoğlunun salt iyiliğe ve güzelliğe hatta insan olmaya odaklı bir yaratık olmadığı, her tür kötülüğe de meyilli olduğunu görebiliyoruz.
Neyin iyi, neyin kötü, neyin doğru ya da yanlış olduğunu anlamak için, neye göre sorusunu sorduğumuzda, tek bir doğruya ulaşmak da oldukça zor.
Burada önemli olan, tüm bu zorluklara karşın, toplum ve birey olarak, insanlığa en yararlı olana yönelme çabasının gösterilmesidir.