BİR dönem, yere göğe sığdıramadığımız, şehir olarak ne zaman başımız sıkışsa kapısını çaldığımız, başka memleketlere gittiğimizde oturduğumuz dost meclislerinde

BİR

dönem, yere göğe sığdıramadığımız, şehir olarak ne zaman başımız sıkışsa kapısını çaldığımız, başka memleketlere gittiğimizde oturduğumuz dost meclislerinde "Kendileri anne tarafından Alanyalı olur" diye övündüğümüz, TBMM Başkanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yapmış bir isim olan Bülent Arınç'ımız vardı.

El üstünde tutar, adeta ağzının içine bakardık.

Hatta iş o kadar ileriye varmıştı ki, bir gün tuttuk, artık elden ayaktan düşmüş sünnetçisini bile kolundan tutup palas pandıras yemek yediği restorana getirip hatıra fotoğrafları çektirdik, sünnetin yapıldığı günü falan yad ettirdik.

Ne zaman ki AKP'nin içindeki dengeler değişti ve Bülent Arınç kelimenin tam manasıyla aforoz edildi, tak, o dakikada elimizi eteğimizi çektik kendisinden.

Çok ayıp ettik, çok!

Aslen Alanyalı olan Girit göçmeni merhume annesi Sevdiye Arınç adına sokak yaptırdığımız, Alanya'ya gelişini, kalışını ve gidişini nümayişlerle kutladığımız Bülent Arınç siyaseten gücünün doruğundayken, Alanya'nın evladı Mevlüt Çavuşoğlu henüz "sıradan bir milletvekili" konumundaydı.

Şehre gelir gider, partide toplantı yapar, bir iki sivil toplum kuruluşu ile görüşürdü, o kadar.

Sonra devreye, dönemin Başbakanı ve günümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözbebeği olan, AKP Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu giriverdi.

Arınç'tan boşalan "Bir ucundan Alanyalı" kontenjanını "Ahmet Hoca" ile doldurma girişimlerimiz kısa sürede maya tuttu.

Ahmet Hoca'nın babasının Alanya'da nasıl ticaret yaptığını, Ahmet Hoca'nın Alanya'ya ilk geldiği çocukluk günlerinde hatırladığı anılarını filan neredeyse TRT Belgesel'de program yaptıracak kıvama gelmiştik.

Çok abartmıştık, çok!

Mevlüt Çavuşoğlu o zamanlar yine "sıradan milletvekili" olarak şehre gelip gidiyor, bir iki toplantı yapıyor, dosyalarımızı alıp Ankara'nın yolunu tutuyordu.

Şehir ahalisi olarak Çavuşoğlu'nun farkına ancak 2010 senesinde varabildik.

Avrupa'da kurduğu ikili ilişkiler sayesinde, bugün milyon dolar verse bile pek çok faninin erişemeyeceği bir makam olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanlığı'na seçilince, hem Alanya ahalisindeki hem de AKP içerisindeki popülaritesi bir anda fırlayan Çavuşoğlu, tüm imkanlarını Alanya'ya ve Gazipaşa'ya seferber etmeye devam etti.

17-25 Aralık sürecinde önce Avrupa Birliği Bakanı, akabinde Dışişleri Bakanı olunca, gözümüzde ne Bülent Arınç kaldı, ne de Ahmet Hoca.

Çünkü Çavuşoğlu geçmişte olduğu gibi o gün de ne istediysek verdi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in ifadesiyle, "han yaptır" dediğimiz yere anında "hamam" kondurdu, hem Alanya'yı hem de Gazipaşa Havalimanı'nı her konuda destekledi.

Gelelim sadede...

Önümüzde kritik saatler var.

Geçmişte "Gazipaşa Havalimanı açılamaz, önünde engel var" diyen müstakbel Başbakan Binali Yıldırım'ın yeni Bakanlar Kurulu ha bugün, ha yarın açıklanacak.

İşte tam da sırf bu ve benzer nedenlerle...

Gönlümüz, Sayın Çavuşoğlu'nun yeniden o listede yer almasından yana, çünkü Alanya'nın buna gerçekten çok ihtiyacı var.

Hele bir de Alanyaspor Süper Lig'e çıkarsa, yeme de yanında yat.

Diyeceğim o ki...

Bakanlar Kurulu açıklanana kadar Alanya hop oturup hop kalkmalı, yerinde duramamalı.

Çünkü...

Alanya'nın Ankara'daki en büyük kozu olan "Mevlüt Çavuşoğlu" faktörü şehrin ekonomik, ticari ve siyasi geleceği için çok ama çok önemli.

Aksi takdirde, şehir olarak Ankara bazında "değerli yalnızlık" sendromuna geri döneceğiz, benden uyarması...