Sigarayla tanışmam, nineme erketelik yaptığım çocukluk günlerime denk gelir. Sedirin altındaki galvanizli kapta sakladığı kesme lokum karşılığında, nineme gözcülük ederdim. Aklım sıra onu babamın hışmından korurdum… Devamlı yatılı...

Sigarayla tanışmam, nineme erketelik yaptığım çocukluk günlerime denk gelir. Sedirin altındaki galvanizli kapta sakladığı kesme lokum karşılığında, nineme gözcülük ederdim. Aklım sıra onu babamın hışmından korurdum…

Devamlı yatılı olduğum okulumdaki tuvaletlerde Pall Mall tellendiren abilere, sırf o sigaraların parfümlü kokusu yüzünden
özendim. Bıyığımızın terlemeye başladığı yıllarda ise yatakhanemizin yarısı içiyordu ve ben boğularak uyanıyordum.

Sınıf başkanıydım ya, faşizan tedbirlere başvurma hakkım vardı(!) Alsancaklı arkadaşım sevgili Cem’in, o yıllarda bir ilk olan zarif jelatin kapaklı, kırmızı kömür filtreli Philip Morris sigara paketini zevk için parçalayıp attığımı, şimdi utanarak hatırlıyorum…

Dört ayda bir tatile geldiğim Alanya’da, banyo yapıp, paklandıktan sonra gece yolculuğu için otobüse biner ve üstüme sinen sigara kokusundan iğrenerek okuluma dönerdim…

Sevgililerim olmaya başladı, haliyle. Tesadüf bu ya, nerdeyse hepsi içiyordu. Gerçi o zamanların kızları, şimdikiler gibi içmeyenleri eziklikle suçlamıyordu. Onlar bile başlatamadılar beni anlayacağınız...

Sonra günlerden bir gün, pasif içici olarak kanserden öleceğime kanaat getirmişken, pat diye şehirler arası otobüslerde sigara yasağı başladı. Alanya’da evi olan İsviçreli bir Rotaryen arkadaşım 1990’larda gelen bu yasağın gerçekliğine inanmıyordu. Dünyaca ünlü, “Fumi come i Turchi”, “Türkler Gibi Sigara İçiyorsun” sözü tarihten silinmekte miydi?

Gel zaman git zaman, dünyadaki gelişmelere koşut olarak, bizde de içmeyenlerin sağlığını koruma adına önlemler alındı. Yasağı delmek için üstün çaba harcansa; aile içinde, kurumlarda kavgaya dönen çatışmalar yaşansa da, yasaklar işe yaradı.

AKP iktidarı ise konuya farklı konudan bakıyordu; bir kere alkol ve duman günahtı. Yasaklayan kanunun adı bile ilginçti: Tütün mamullerinin tüketilmesi kabahati! Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu yani TAPDK, aslında devletin bütçesine en büyük dolaylı vergiyi getiren bu kalemi(!) kontrol için inanılmaz önlemler aldı.

Ama olmadı, söylenenin aksine sigara içiciliği azalmadı; kaçakçılık çoğaldı… İran’a bandrolsüz 4 Liraya verilen sigarayı, kaçakçı 5 Liradan iç piyasaya sürüyordu. Sözgelimi Alanya’da 7,5 Liraya bir sigara satılırken, pazardaki payı %45’lere yükseldiği söylenen kaçak sigara 3-4 Liraya pazarlanıyordu. Devletin her altı ayda bir otomatik olarak bandrole yaptığı %3-4’lük periyodik zammı, sigara üreticisi satıcıya direkt olarak yansıtmaktaydı. Böylece kaçak sigaranın önü açılıyordu…

Konu nerden nereye geldi; aslında, her fotoğrafında elinde sigarayla betimlenen o zarif insandan, Atatürk’ten bahsedecektim. Sarı saçlı, çakmak gözlünün, keyif kahvesine eşlik olsun diye tüttürdüğü cigarasıyla ne çok görüntüsü vardır ve de ne denli kıskanılasıdır! Onu Türk ulusunun gönlünden silmek isteyenler, acep sigarayla savaşımı bu yüzden mi canhıraş sürdürmektedirler? Ne dersiniz?