Şirketler için başarılı bir yönetim anlayışı; sahip olunan kaynakların, doğru ve etkin şekilde kullanılmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda şirketlerin sahip olduğu kaynakları; maddi (tesisler, makine ve teçhizat, araçlar, büro malzemeleri...
Şirketler için başarılı bir yönetim anlayışı; sahip olunan kaynakların, doğru ve etkin şekilde kullanılmasını gerektirmektedir. Bu doğrultuda şirketlerin sahip olduğu kaynakları; maddi (tesisler, makine ve teçhizat, araçlar, büro malzemeleri vs.) ve beşeri (emek gücü) olmak üzere ikiye ayırmak mümkün olmaktadır. Özellikle, üretimin gerçekleştirilmesinde elzem faktör olan insan kaynağına, doğru yatırımların yapılması ve insan gücünün etkin biçimde yönetilmesi şarttır. Nitekim beşeri kaynakların doğru yönetilmesi ile çalışan verimliliğinin arttırılması ve çalışanların, şirket içerisinde doğru şekilde konumlandırılması; şirket verimliliğini de direkt olarak etkilemektedir. Bu nedenle, uzun ömürlü olmak, sürekli büyümek ve karını maksimum kılmak isteyen şirketler; insan kaynakları yönetimini, ana gündem maddelerinden biri haline getirmelidir. Zira insan kaynaklarına yatırım yapılmaksızın, maddi kaynakların arttırılması; mal ve hizmet üretiminde, hedeflenen kalite ve verimliliği sağlayamayacaktır. Ford Motor Company kurucusu, Henry Ford’un “ Fabrikalarımı alabilirsiniz, binalarımı yıkabilirsiniz fakat çalışanlarımı geri verirseniz, bu işi aynen geri kurabilirim’’ şeklindeki söylemi de şirketler için insan kaynağının önemini, şüphesiz gözler önüne sermektedir. Kavram olarak, dünyada ilk kez 1950’li yıllarda kullanılmaya başlanan insan kaynakları, 1980’li yıllardan itibaren ülkemizde de yaygınlaşmaya başlamış ancak fonksiyonları yalnızca; bordrolama ve terfi uygulamaları ile sınırlı kalmıştır. 1990’lı yıllardan sonra; artan işgücü maliyetleri, verimlilik ve rekabet koşulları gibi sebeplere bağlı olarak fonksiyonları genişleyen insan kaynakları yönetimi, günümüzde; seçme ve yerleştirme, performans değerlendirme, kariyer yönetimi, motivasyon ve ödül sistemi gibi pek çok fonksiyonu içerisinde barındıran, örgüt çapında bir bilgi ve uygulama seti haline gelmiştir.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Önemi ve Fonksiyonları
Kanaatimce, insan kaynakları yönetiminin günümüzdeki en etkin fonksiyonu; doğru işe doğru kişinin yerleştirilmesi ve var olan çalışanların şirket içerisinde, en uygun birimlerde konumlandırılmasıdır. Henüz istihdam sürecinin başında; örgüt içerisindeki işlerin doğru analiz edilmesi, işin gerektirdiği niteliklerin belirlenmesi, işin yapılabilmesi için gerekli olan maksimum çalışan sayısının tespit edilmesi ve bireylerin; çeşitli mülakatlara ve bir takım psikometrik testlere (kişilik, genel yetenek vb.) tabi tutularak, kendilerine en uygun işe yerleştirilmesi gerekmektedir. Öyle ki hatalı bir konumlandırmanın şirket için maliyeti; uzun vadede, insan kaynaklarına yapılacak olan yatırımların şirkete maliyetinden daha fazla olacaktır. Maksimum verimlilik ve başarı için yalnızca doğru kişiyi istihdam etmek de yeterli değildir. Bireylerin kişisel beceri ve yeteneklerinin, geliştirilebilir bir özellik taşıdığı asla göz ardı edilmemelidir. Zaman içerisinde kendini geliştirmiş, uzmanlaşmış ve kişisel becerilerini arttırmış bireylerin, şirket içerisinde, belirli bir işte sabit konumlandırılması; beşeri kaynakların etkin kullanılamamasına neden olacaktır. Bu nedenle; belirli periyotlarla, verimlilik ve performans artışları gözlemlenmeli ve yine buna bağlı olarak, örgüt içi görev değişimleri ve terfiler gerçekleştirilmelidir.
Özetle; işlerin doğru analiz edilmesi, iş için en uygun bireylerin istihdam edilmesi, optimum çalışan sayısının belirlenmesi, geleceğe yönelik insan kaynağı planlamasının yapılması, çalışanlar hakkında genel bilgi sahibi olunması, üretim sürecinin takibi, yetiştirilen ve geliştirilen insan kaynağının şirket geleceği için değerlendirilmesi açısından insan kaynakları yönetimi, son derece önemli bir hal almakta ve önemi, her geçen gün daha da artmaktadır. Üst yönetimin, sağlıklı bir örgüt işleyişi üzerindeki etkisi elbette ki inkâr edilemez lakin genel olarak tüm çalışanların, verimlilik ve şirket başarısı üzerindeki etkileri de göz ardı edilmemelidir. İstihdam edilecek yeni bireylerin yanı sıra eski çalışanların konumu sağlamlaştırılmalı, var olan insan kaynağı en iyi şekilde planlanmalı ve gelecekteki eleman sorunu katiyen şansa bırakılmamalıdır. Sermaye, üretim ve karlılık şirketler için pek tabi önemli unsurlardır ancak, unutulmamalıdır ki; insandan daha önemli hiçbir şey söz konusu değildir!