TÜRKİYE Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, geçmişe göre en önemli fark, laikliğin önemsenmesi, ümmetçilik yerine milliyetçiliğe dayalı bir bütünleşmenin amaçlanmasıydı. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, böyle bir toplumsal dayanışma...

TÜRKİYE

Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, geçmişe göre en önemli fark, laikliğin önemsenmesi, ümmetçilik yerine milliyetçiliğe dayalı bir bütünleşmenin amaçlanmasıydı.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, böyle bir toplumsal dayanışma içine girilebilmesi için ciddi çabaların sarf edildiği dönemler oldu.
Bizim kuşak, bu anlayışla yetiştirildiğinden, vatan ve millet sevgisi her şeyin üzerinde tutuldu.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında yeni kurulan ülkemizin bugünkü sınırlarımız içinde de farklı etnik kökene ve farklı inançlara sahip insanlar vardı.
Ama gel gör ki, 93 yıldır, Türkiye’ye değişik ülkelerden şu ya da bu biçimde milyonlarca insan gelip yerleşti.
Yani, çok daha kozmopolit bir yapıya büründük.
Bunun en somut örneği ise, üç milyon Suriyelinin ülkemize kabul edilip bunlara özel imkanların sağlanması.
Çok daha çarpıcı olan gelişme ise, tek parti döneminden çok partili döneme geçilip, partiler ve siyasiler arasındaki iktidar kavgaları inanılmayacak boyutlara tırmanmaya başlayınca, siyasilerimiz toplumun inançlarını istismar ederek, oy devşirme hesabı içine girdiler.
Hele son yıllarda, kimi siyasilerimiz, ilahiyatçı üslubuna bile taş çıkartacak cinsten nutuklar çekmeye başladılar.
Bilimin ötelendiği, dogmaların topluma şırıngalandığı, laikliğin göz ardı edildiği bir süreci yaşamaya başladık.
Teknolojinin gelişmesi medyanın kitleleri etkilemekteki gücünden yararlanmak için, siyasilerimiz, özellikle de icraatın başındakilerin, ülkenin sorunlarına çözüm bulma konusunda kafa yarma yerine, medya gülü haline gelmek için, her fırsatı değerlendirmeyi bırakın, özel organizasyonlarla fırsatlar yaratıp, sürekli nutuk çekerek ekranları süslemekle meşguller!
Son olarak Cumhuriyet bayramımızı da böylesine olumsuzluklarla dolu bir ortamda buruk bir biçimde kutladık.
Toplumun bir kesimi olarak, salt cumhuriyete odaklanmamızın da bir başka saçmalık olduğunu söylemeliyiz.
Cumhuriyet tek başına bir anlam ifade etmiyor.
İran’ın adında da Cumhuriyet var.
Salt cumhuriyet sözcüğüne odaklanmış dostlar acaba Türkiye İslam Cumhuriyeti olsa, bu cumhuriyete de aynı sevgiyi ve ilgiyi gösterirler mi?
Demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğüne dayanmayan bir cumhuriyetin hiçbir anlam ifade etmediğini
bilmemizde yarar var.