Eskiden, özellikle de, bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz döneminde, temel ihtiyaçlarımız sınırlıydı. Araba, televizyon, beyaz eşya, mobilya, telefon gibi şeyler yoktu. Yolun, elektriğin hatta, suyun bile olmadığını söylesem çoğu kişi...

Eskiden, özellikle de, bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz döneminde, temel ihtiyaçlarımız sınırlıydı.
Araba, televizyon, beyaz eşya, mobilya, telefon gibi şeyler yoktu.
Yolun, elektriğin hatta, suyun bile olmadığını söylesem çoğu kişi inanmaz.
Kentlerde su mahalle çeşmesinden, kasabalarda da eğer ırmak varsa oralardan kovalarla taşınırdı.
İhtiyaçlar az olunca, ileriye dönük beklentiler de sınırlıydı.
Toplumun kavga edeceği, bir birini kazıklayacağı bir ortam da yoktu.
İşte bu yüzdendir ki, insanlar geçmişimizle ilgili olarak, toplumun çok daha hoşgörülü, iyi niyetli, yardım sever dürüst olduğundan söz ediyorlar.
Bugün öyle mi ya?
İhtiyaçlar giderek çeşitleniyor, hedefler ulaşılmaz noktalara taşınıyor.
İnsan, doğası gereği bencil aynı zamanda tatmin olmak bilmeye bir oburdur.
İstisnaları ise, günümüzde parmakla gösterilecek kadar az.
Bugünkü ihtiyaçların giderilmesi hatta insanca yaşayabilecek bir imkana sahip olabilmek için, herkes bir biriyle kıyasıya yarışmak zorunda.
Günümüzde dürüstlük bir erdem olmaktan çıkmış aptallık olarak değerlendiriliyor.
Uyanıklar saf ve dürüst insanları dolandırmanın, kandırmanın yollarını bulup köşe olurlarken, dürüst insanlar dürüstlüklerinin kurbanı oluyor.
Kişileri nasıl bilirsin dendiğinde, kendim gibi bilirim diyenler eğer dürüstse, yandı gülüm keten helva demektir.
Yani sürekli kazıklanırlar.
Eğer bunu diyen uyanık üçkağıtçı birisiyse, işi yolunda demektir.
Bu tür kişileri ayağa getirip çarpmak, öyle kolay değil!
“Kişiyi kendim gibi bilirim.” Yaklaşımının bir başka versiyonu da, herkesi suçlayan, karalayan kişilerin de, aslında suçlanabilecek, karalanabilecek özelliklere sahip olduğunu göstermesidir!
Siyasette de bu böyle…
Uyanıklar ön saflarda ip üzerinde cambazlık yaparlarken, dürüst unsurlar, tribünden onları seyretmekten öte bir adım ileri gidemezler!
Dürüst insan kimseyi suçlayamaz.
Çok daha önemlisi, kendisine yapılmasını istemediği şeyi bir başkasına yapamaz.
Namuslu dürüst bir insan, kimseye namussuz sahtekar diyemez.
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az!