Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, namı diğer, 'Hoca” bu hafta başında Alanya'daydı. Yola erken çıkan CHP ilçe teşkilatı aracılığıyla Alanya halkına ve basına kendini tanıttı. Bu arada da ilçeyi tanıma...

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, namı diğer, “Hoca” bu hafta başında Alanya’daydı. Yola erken çıkan CHP ilçe teşkilatı aracılığıyla Alanya halkına ve basına kendini tanıttı. Bu arada da ilçeyi tanıma fırsatı buldu…
Akaydın Alanya’nın bildiği bir isim değildi. Antalya ise artık onu iyi tanıyor. Hoca’nın dürüstlüğüne, akademisyenliğine söz yok. Eleştiriler daha çoğunlukla “iş yapmaması” üzerine! Önceki belediye yönetiminin işlerini(!)sürdürmediği için oklar yöneltilmişti… Ama şimdi öyle değil. O işlerin nasıl kotarıldığını halk 17 Aralık sonrası iyi kötü anladı!
Akaydın’ı Alanya’da yaptığı bir TV söyleşisinde izledim; notlar alarak… Eğer yeniden seçilirse, ne yönüyle Alanya’ya katkı yapabileceğini irdeleyerek…
Akaydın bir kere, çok içten, dürüst, net söylemli bir insan. Sözlerini seçerek ve düzeylice kullanıyor. Derdini bağırarak değil, yumuşak bir ses tonuyla anlatıyor. Deneyiminin getirdiği özgüvenle konuşuyor. Ne denli donanımlı olduğu da program ilerledikçe daha çok ortaya çıkıyor.
Birçok insana ters gelebilecek şekilde, emin olmadığı ya da çok iyi bilmediği bir konuda ahkâm kesmek yerine, “sanıyorum”; “öyle görünüyor ki”; “duyduğum kadarı ile”; “sanki”; “yanlış hatırlamıyorsam” gibi son derece içten kelimelerle cümlesine başlıyor. Konulara hâkim olmadığı eleştirisi getirebilecek bu sözleri göğüsleme konusunda hiç korkusu yok gibi görünüyor…
Büyük sözler vermiyor. Halk dalkavukluğu yapmıyor. Program yapımcısının, “Ta Antalya’lardan nasıl yetişeceksiniz seçmenlerinize?” sorusuna içtenlikle, “Üst ölçekli bir siyaset yapıldığı günümüzde sizin gibi iletişim araçlarını kullanacağız tabii ki” diyor… Yani öyle, Alanya deyimiyle, “herkesin önünden geçmenin” nerdeyse olanaksız olduğunu belirterek…
Akaydın’ın dönemi boyunca büyükşehirde edindiği deneyimleri Alanya’ya aktarabileceğini hissediyorsunuz… Kentsel dönüşümü, “yerinde, yeniden yerleşim” olarak tanımlıyor. Bütün ilgilileri tartışmanın içine katıp, beraberce kararın verildiği bir dönüşüm modeliyle… Modern kent belediyeciliğinin bir gereği olarak, emsal artırmadan kentsel iyileştirmenin yapılmasının önemine vurgu yapıyor…
Nazım imar planı ile birlikte yürüyecek bir ulaşım master planını Alanya’nın en büyük ihtiyacı olarak görüyor. Köylüyü ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak şehirlere sürüklemeye yönelik hükümet politikalarının aksine, “köylüyü yaşadığı ortamda mutlu etmeye” yarayan önlemler alacağından bahsediyor…
Özetle, Akaydın’ın Alanya’nın tam da aradığı bir lider olduğu kanısına varıyorsunuz… Bir obur çocuk gibi gittikçe şişmanlayan Alanya’ya vizyon çizen; halkı dinlerken aynı zamanda çağdaş uygulamalar konusunda bilgilendirerek ortaklaşa karar alan kaliteli bir lidere ihtiyacımız yok mu? O zaman kent olma yolunda aşama kaydetmez miyiz? Başkaları büyükşehir yasasıyla yağmalanmaya hazır bir Alanya hayali kurarken!