İnsanlık tarihinde hiçbir toplum Türkler kadar geniş coğrafyalara yayılıp, oraları etkilememiştir. Alman bilim adamı Prof. Dr. Fritz Neumark, Türklerin tarihteki rolü ile  ilgili şöyle demiştir:

"Türkler pek farkında değil ama Avrupalılar şu gerçeğin farkındadır, tarihten Türkler çıkarılırsa ortada tarih diye bir şey kalmaz."

Uzunca bir süredir devam eden Türk düşmanlığı yine yüksek sesle dillendirilir oldu. Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Türk ve Türklüğe savaş açtılar. Türk düşmanlığı sadece siyasette, medyada değil;  akademide de yapılmaktadır.

Son günlerin modası ise Türksüz edebiyat. Rus Edebiyatı, Alman Edebiyatı, Bulgar Edebiyatı olabilir ama Türk Edebiyatı olamazmış. Çünkü "Türk" kelimesi, "Türk Edebiyatı" sözcüğü ırkçılıkmış. İngiliz Edebiyatı, Çin Edebiyatı, Japon edebiyatı ırkçılık değil ama Türk Edebiyatı ırkçılık ve faşizmmiş.  Peki ne kullanılmalıymış?

Türk Edebiyatı yerine " Türkiye Edebiyatı"  denilmeliymiş. Zaten Türk Milleti de yokmuş, Türkiye halkları varmış. Türk Milleti diye  bir ifadeyi  dile getirmek de ırkçılıkmış. Kimler mi bunu söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti'ne,   Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Atatürk'e düşman olanlar bunu dile getiriyor. İkinci Cumhuriyetçiler, Batıdan desteklenen Sorosçu liberaller, etnisite milliyetçileri, din istismarcıları Türk'e, Atatürk'e, Türk Milleti'ne, Türkiye Cumhuriyeti'ne  karşılar. Saydığımız hasımlarımız Türk'e, Türklüğe karşı nefret besliyorlar.

Bu kin ve  nefret dış destekli. Bu anlaşılabilir çünkü Atatürk liderliğinde Türk Milleti emperyalistleri ve onların içteki  uzantılarını yenerek Türk ulus devletini kurdu. Fakat üzücü olan Türk  ve Türklüğe düşman olanların siyasette, ekonomide, medyada, akademide  çok sayıda olması ve bolca taraftar bulması.

Son yirmi yıldır zaman zaman gündeme getirilerek, ırkçı bir ifadeymiş gibi sunulan  TC Anayasası'nın 66. maddesinde yer alan vatandaşlık tanımına göre, "Türkiye Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür.” Bu ifade Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Türk vatandaşı arasında kurulan bağın hukuki bir bağ olduğunun göstergesidir. Anayasa, Türklüğü Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olmaya bağlamıştır. Türklüğü herhangi bir ırk, dil, din, mezhep farklılığı gözeterek tarif etmemiştir.

1924 Anayasası'nda  Madde 88. "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur” şeklinde ifade edilmiştir. 1961 Anayasası'nda madde 54 "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür" şeklinde ifade edilen prensip 1982 Anayasası'nın 66. Maddesinin temelini oluşturmuştur

TC Anayasası'nın yer alan "Türk'tür" kavramı ile anlatılmak istenen bir ırk değil, Türk milletidir. Anayasanın kişiler ile Türk devleti arasındaki vatandaşlık bağını esas alarak yaptığı Türk vatandaşlığı tanımı, TC vatandaşı olan kişilerin ırk olarak da Türk olduklarını göstermez.

Ulus devlet,  1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkmıştır  Ulus devlette "kan bağı" değil,  "vatandaşlık bağı" temel prensiptir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulus devlet esası üzerine inşa edilmiştir. Devletimizin kurucusu Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." Burada ırk ve etnisiteye dayalı bir milletten bahsedilmez. Türk Milleti olma gerekçesi Türk İstiklal Savaşı'nı yapmak için bir araya gelme durumudur.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ulus devlet olarak kurulurken Almanya   bir federasyon olarak 1871'de kurulmuştur, buna rağmen  eğitim dili Almancadır. İngiltere, Galler İskoçya, Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık, federasyon şeklinde örgütlenmiştir ve İngilizce konuşur.  İspanya, on yedi özerk bölge olarak bir devlet haline gelmiştir ve dili İspanyolcadır. ABD,  farklı ırkları bir araya getirerek onları Amerikalı yaptı ve dili Amerikanca değil İngilizce’dir.

Türkçe, on birinci yüzyıldan beri Anadolu'nun dilidir. Türk bir ulusun adıdır. Farklı coğrafyalardan farklı ırklardan gelen milletler Türk üst kimliğinde birleşmişlerdir. Atatürk'e göre "Türk Milleti; millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasî ve içtimai heyettir."

TC Devleti'ni kuran  Türk Milleti, dışarıdan beslenen kesimlerin çalışmalarıyla bilerek, isteyerek ayrıştırılıyor.

Irak, Filistin, Lübnan mı olalım, bunu mu arzu ediyoruz! Sahi ülkeyi  parçalamaya niye çabalıyoruz?