Ortadoğu'da özellikle de Arap toplumlarında başlayan hareketliliğe, 'Arap Baharı” sloganıyla, olumlu bir yakıştırma ile yaklaşılmıştı. Tunus ve Mısır'daki gelişmelere dönük olarak, bu baharın ilkbahar mı yoksa sonbahar...
Ortadoğu’da özellikle de Arap toplumlarında başlayan hareketliliğe, “Arap Baharı” sloganıyla, olumlu bir yakıştırma ile yaklaşılmıştı.
Tunus ve Mısır’daki gelişmelere dönük olarak, bu baharın ilkbahar mı yoksa sonbahar mı olduğu sorusunu sorarak, belli kaygılarımı dile getirmiştim.
Bu baharın sonbahar olduğu ortada.
Sonrasında kış gelecek.
İlkbaharı özellikle de yazı görüp göremeyeceğimiz belli değil.
Irak’ta otorite boşluğu yıllardır devam ediyor.
Mısır’ın ve Libya’nın ne olacağı belli değil.
Ümmetçi bir gelenekten gelen toplumlar, bir otoriteye koşulsuz biat etme kültürüyle yetişmişlerdir.
Biat edilecek otorite sarsılır, toplum özgürleştirilmeye kalkıldığında, genellikle anarşizm o toplumda yaygınlaşmaya başlar.
Toplumun belli kesimleri ya da kişiler, otorite olmaya kalkarlar.
Demokrasi, bir yaşam biçimi olduğu kadar belli bir kültürü de gerektirir.
Demokrasi kültüründen bihaber toplumların, hukuk devleti çizgisine taşınıp, hukuku ve demokratik seçimler yoluyla, iktidarı yani kendisini yönetecek otoriteyi kendisinin belirlemesi pek öyle kolay bir iş değildir!
Yıllar boyu, farklı çelişkileri bünyesinde barındıran ve bu çelişkilere rağmen, diktatörlerin otoritesiyle yaşayan bir toplumun üzerinden bu otorite kalktığı an, azgın boğaların ağıldan çıkması gibi bir durumla karşılaşmaktan doğal ne olabilir ki?
Ortadoğu karma karışık.
Küresel anlamda, ekonomik kriz sürecinden geçiliyor.
Ekonomi her şeyi belirlediğine göre, dünyada çok daha ciddi çatışmaların gündeme gelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.
İşin çok daha kötü yanı, tüm bu sorunların göbeğinde de Türkiye var.
En güçlü göründüğümüz böylesine kritik bir süreçten, çok daha güçlenerek mi yoksa zayıflayarak mı çıkacağız o pek belli değil gibi görünüyor.
Tek dileğimiz, tüm bu sorunların üstesinden gelip, çok daha güçlü bir Türkiye olabilmek.