Son zamanlarda, ‘Vitamin ve doğal beslenme ürünleri modası' var. A,C,E vitaminleri selenyum gibi antioksidanlar ile Çin ve Uzakdoğu kaynaklı bitkisel ürünler. Bitkisel ilaçlar denilerek insanlarda zararsız ilaçlar izlenimi yaratılmaktadır....

Son zamanlarda, ‘Vitamin ve doğal beslenme ürünleri modası’ var. A,C,E vitaminleri selenyum gibi antioksidanlar ile Çin ve Uzakdoğu kaynaklı bitkisel ürünler. Bitkisel ilaçlar denilerek insanlarda zararsız ilaçlar izlenimi yaratılmaktadır.
Vitaminler yaşam için önemli olan mikrobesin öğeleri arasında yer almaktadır. Normalde dengeli beslenen bir insanda vitamin noksanlığı olması beklenen bir durum değildir ve dışarıdan hazır vitamin ürünlerinin kullanılması gereksizdir.

PEKİ, BU VİTAMİN VE BİTKİSEL ÜRÜN MODASI NEDEN?

İstatistiklere göre, Amerika’da erişkinlerin yüzde 30’ u, 55 yaşın üzerindekilerin ise yüzde 50’ si bu her gün bu ürünlerden kullanmaktadır. 2003 yılında vitamin ve doğal beslenme ürünlerinin satışının 18,8 milyar doları bulduğunu söylersek bunun ne kadar büyük bir pazar olduğunu görebiliriz
Bizde de bu tür ürünlerin satışı hızla artmaktadır. İnsanlar, açık ve gizli reklamlar ile yaşlanmayı ve hastalıkları önlediği iddia edilen bu maddeleri kullanmaya teşvik edilmektedirler. Oysa vitaminler de antioksidanlar da diyetle düşük miktarlarda alındıklarında gerçekten yararlı maddeler olmakla birlikte, öyle çarşıda pazarda satılan sebze ve meyveler gibi gelişi güzel tüketilecek şeyler değildir. Vitamin ve bitkisel ürünlerin bilinçsiz kullanımının fayda yerine ciddi olumsuzluklara ve ölümlere neden olabileceklerinin bilinmesi gerekir.

VİTAMİNLERİN FAZLASI ZARARLI

Vitaminler de aslında birer ilaçtır ve asla gelişigüzel kullanılmamalıdır. Gerçek vitamin eksikliklerinde düşük dozların bir yararının olmadığı ve vücudun ihtiyacından yüksek dozlarda alınan vitaminlerin ise çeşitli yan etkilere neden olurlar. Mesela, yüksek doz A vitamini karaciğer için toksik olmasından başka kemik ve eklem ağrılarına, saç dökülmesine, iştahsızlığa, deride kuruluk ve kaşıntılara da neden olur. İhtiyaçtan fazla alınan D vitamini de bulantı, kusma, yorgunluk, sinirlilik ve idrar sorunlarına yol açar. C vitaminin fazlası böbrek taşı, sindirim problemleri ve aşırı demir emilimine neden olur.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, yüksek doz alınan vitaminlerin sanılanın aksine kanser riskini artırabileceklerini de ortaya çıkarıyor. A ve E vitamininin sigara içen erkeklerde akciğer kanseri riskini yüzde 18 ve kansere bağlı ölüm riskini de %8 oranında artırdığı kanıtlandığından, artık sigara tiryakilerinin bu vitaminleri almaları kesinlikle sakıncalı bulunuyor.

E VİTAMİNİ

E vitamini, gelişmiş ülkelerde, daha uzun ve sağlıklı yaşamak isteyen milyonlarca insanın gözdesi olan bir vitamindir. İstatistiklere göre, Amerika’da erişkinlerin yüzde 25’ i düzenli olarak E vitamini kullanmaktadır ve bunların 2 bölü 3’ü yüksek dozda, yani günde 400 Ünite’den fazla vitamin almaktadır.
E vitamini aslında bir antioksidandır ve vücudumuzun sağlıklı olabilmesi için düşük miktarlarda alınması gerekir. Vücudumuzun günlük E vitamini ihtiyacı 3-4 mg’dır.
E vitamini ve antioksidanlar, vücudumuzda oluşan ve hücrelere zarar veren serbest radikaller ismi verilen maddeleri ortadan kaldırarak kalp ve damar hastalıklarına, kansere karşı koruyucu etki gösterirler.

E VİTAMİNİ ‘YÜKSEK DOZDA’ ALINIRSA NE OLUR?

Yüksek dozda E vitamini kanın pıhtılaşmasında önemli rolü olan K vitamininin metabolizmasını ve trombosit fonksiyonlarını etkileyebilir. Günde 400 IU' den fazla E vitamini kullanımının ölüm riskini artırabileceği sonucuna varılmıştır. Günde 400 IU E vitamini kullanmanın kanser veya vasküler hastalıkları önlemediği fakat kalp yetmezliği riskini arttırdığı gözlenmiştir.
Dolayısıyla E vitamini oldukça az görülen E vitamini eksikliği dışında kullanılmamalı ve ancak uzman önerisiyle kullanılmalıdır

A VİTAMİNİ VE BETA-KAROTEN

* Bir çalışmada gıdaların yanı sıra vitamin takviyesi ile fazla miktarda A vitamini alımının post-menapozal kadınlarda kalça kırığı riskini arttırdığı bulunmuştur.
* Günde 10 bin IU’dan fazla A vitamini alan kadınlardan doğan her 57 bebekten birinin malforme olduğu bulunmuştur.
* Sigara içen ve günde 20 mg ek beta-karoten alanlarda akciğer kanseri riskinin yüzde 18 artmaktadır.
* Sigara içen kişilerde ve asbeste maruz kalan işçilerde yapılan büyük bir klinik çalışma hiçbir yararın gözlenmemesi üzerine durdurulmuştur. Bu çalışmada günde 30mg beta-karoten ve 25 bin IU A vitamini alımının akciğer kanseri, kardiyo-vasküler ölüm ve ortalama ölüm sıklığındaki artışa neden olabileceği bulunmuştur.

D VİTAMİNİ

D vitamini uzun etkilidir ve birikir. D vitamininin fazlası kandaki kalsiyumun yüksek konsantrasyonda olmasına neden olur. Kalsiyum böbrek taşı oluşturabilir. Kandaki yüksek kalsiyum seviyesi ayrıca kan damarlarının sertleşmesine neden olur ki; özellikle bu da kalp ve akciğer arterleri için tehlikelidir ve ölümcül olabilir. D vitamini toksisitesinin ek belirtileri ise; iştahsızlık, baş ağrısı, zayıflık, halsizlik, aşırı susuzluk, sinirliliktir.

C VİTAMİNİ

Günlük alınması gereken C vitamini 300-400 mg kadardır. 250 ml portakal suyu yaklaşık 100 mg C vitamini içerir.
2004 yılında yayınlanan analizde C vitamininin soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu hastalıklarının önlenmesinde etkisi olmadığı belirtilmiştir.
Yüksek doz C vitamini ( 1000mg’den büyük olduğunda) alındığında C vitamininin yeterince emilemeyeceğini bu nedenle ishal gelişebileceğini ayrıca böbrek taşı geliştirmeye eğimli insanlarda bu riskin artabileceğini belirtiyorlar.

ÖZETLE

Vitaminler ve doğal beslenme ürünleri ancak doktor önerisiyle, belirli dozlarda ve belirli sürelerde kullanılmalıdır. Yüksek doz vitaminlerden kaçınılmalıdır.
* C vitamini takviyesi almanın herhangi bir hastalığı veya belirtiyi önlediğine dair kanıt yoktur.
* Kadınlar hamilelikte ve menopoz sonrası A vitamini kullanmamalıdırlar. Ayrıca kimse yüksek dozda A vitamini almamalıdır.
*E vitamini cildinizi değil, bunu satanları memnun etmekte, sizi gençleştirmemekte, aksine daha çabuk ölmenizi sağlamaktadır.
* Yaşlanmayı geciktirdiği iddia edilen vitamin ve diğer elementler, doğal olarak alınan sebze ve meyvedekilerin yerini asla tutamaz. Vitaminlerin en önemli kaynağı sebze, meyve, yumurta, süt, peynir, karaciğer gibi doğal besinlerdir.
Siz siz olun, neredeyse her türlü sebze ve meyvenin en çok yetiştiği bir ülkede yaşadığınızı unutmayın. Sağlıklı günler!