Bilader öndüün gene bana çarşı taraflarından bi habar elettiler. Bana habarı eleten avguşum
Bilader öndüün gene bana çarşı taraflarından bi habar elettiler. Bana habarı eleten avguşum "Amat Emmi, ırametli Hambal Kerim Dayı'mın güccüg torunu Hasan Gılınç'ı Ali Böyügdemirel gözelce bi işledmiş. Hasan Gılınç'ı fılç gibi terledmiş" dedi. "Engi iş nahıl olmuş efe" dedim. Annadıverdiler. Hasan'ın regdefe ettirdii, gız gibi bi gara cavası varıdı. Taa eveli yazdıdım. Hasan, endee moturu Gargıcag'ta evi olan bi cavıra saddıdı. Cavır da Ali Böyügdemirel'in abbabımış. Ali, Hasan Gılınç'ın cavıra motur saddıını örenmiş, "Hasan'a bi şaka edeem" demiş. Hasan'a bi tilefon açdırmışlar, "Bilader, sen engi gara cavayı cavıra saddın. Cavır taa moturu üsdüne almadı. Engi cavır arkasında birilen barabar yarmanın ordan denize uçmuş. Cavırın kellesi delinmiş, durumu eyi deel, arkasındaki herifin de golu ganadı, çotu çotma çurfalıg kayıdı gibi dökülalmış. Nabıcan bilmen. Engi işilen bi ilgilen bakaan. Cavırın birini Antalya'ya, birini de Alanya'da hasdanenin birine götürmüşler" dedirdmişler. Hasan'dan çimçi bi ter boşanmış. "Engi moturu satmaz olaadım" demiş.Icıg soona bi iş mahanasılan Ali aramış. Hasan da engi işi annadıvermiş. Ali, masusdan "töh möh" derimiş. Hasan, sıkıntıdan bi boy fılç gibi tellerimiş. Aşamaadar Hasan Gılınç, mırrı gırıg dolanmış durmuş. Gamından kederinden evi bulmuş. Aşamılan engi işin yalan olduunu örenmiş. Sona da, "Bilader şaka edin de emme şakayı uzun sürdürmen. Allah gorusun adama inme inebilir. Ölesoldudum a" demiş.Benden böönlüg bu gadar. Hadi galın saalıcaala.