Türkiye, yıllar boyu, Ortadoğu belasıyla karşı karşıya. İran, Irak ve Suriye, oldum olası, Türkiye'ye karşı zaman zaman hasmani tutum içinde olmuşlardır. 'Arap Baharı” Arap kışına dönüştü. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da...
Türkiye, yıllar boyu, Ortadoğu belasıyla karşı karşıya.
İran, Irak ve Suriye, oldum olası, Türkiye’ye karşı zaman zaman hasmani tutum içinde olmuşlardır.
“Arap Baharı” Arap kışına dönüştü.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da gündeme gelen siyasi olaylar Türkiye’yi de etkiledi, etkilemeye de devam ediyor.
Ortadoğu’daki bu kaosun içine şu ya da bu biçimde girmek bir yana, taraf olmaya kalkmamızın ve kimi ülkelerin iç işlerine karışmamızın, her bakımdan yanlışlığının sıkıntısını çekmekte olduğumuzu da kabul etmeliyiz.
Bir sürü terör eylemlerinden bazılarının kaynağının da komşularımıza dayalı olduğunu söylemek mümkün.
Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan sonra, bambaşka hatta tehlikeli diyebileceğimiz bir tavır içine girmeye başladı.
Komşularla sıfır sorun diye başlayan çok doğru bir politikadan, komşularla sorun üstüne sorun yaşamakla meşgulüz.
Cumhurbaşkanımız herkese meydan okumakla meşgul.
Birleşmiş Milletler’in beş daimi üyesine birden posta atıyor.
İnsan zaman zaman hamasi çıkışlar yapabilir, yiğitlenmesine yiğitlenebilir de, bir ülkeyi ve bir toplumu temsil etme noktasında olan devlet adamlarının çok daha dikkatli olması, bu beş daimi üyeden bir ya da ikisini ayrı tutma akılcılığının gösterilmesi gerekir.
Zira, Birleşmiş Milletler’de herhangi bir karar gündeme geldiğinde, bu beş üyeden en azından birinin desteğini almanın da hesabının yapılması gerekir.
Esad hala ayakta kalabiliyorsa, bunu BM’de Rusya’nın vetosuna borçlu!
Cumhurbaşkanımızın bu tür çıkışlarından, AK Parti’nin kimi önde gelen isimlerinin de rahatsız olduğu ortada.
Bunların başında Bülent Arınç ile Hüseyin Çelik geliyor.
Sanırım seçim sonrasında, AK Parti’nin üç dönem saçmalığı yüzünden kızağa alınanların önemli bir bölümü, isyan bayrağı çekebilirler!
Türkiye, çok kritik bir süreçten geçerken, iki ay sonra genel seçimle karşı karşıyayız.
Siyasi partilerin, özellikle de liderlerin, ülkeyi ve ülke insanını düşünerek siyasi havayı germemeye çalışmaları gerekirken, tam tersine hareket etmekle meşguller.
“Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” denir.
Ben buna katılmıyorum.
Türk’ün Türk’ten ve de birçok Türkiyeli’den başka düşmanı yok.
Bu ülkenin bu kadar düşmanı olmasına karşın, hala ayakta kalabilmesinin de büyük başarı olduğunu kabul edip “Türkiye’ye helal olsun” demeliyiz.