İNSANIN doğasında, bir gücü arama, tapınma ya da yamanma dürtüsü olduğu bir gerçek. Her toplum zaman zaman, bir kahraman yaratır, sonra onu tabulaştırmaya başlar ve en sonunda da, kendi yarattığı tabuya tapınmaya başlar. Bu tapınmayı...

İNSANIN

doğasında, bir gücü arama, tapınma ya da yamanma dürtüsü olduğu bir gerçek.
Her toplum zaman zaman, bir kahraman yaratır, sonra onu tabulaştırmaya başlar ve en sonunda da, kendi yarattığı tabuya tapınmaya başlar.
Bu tapınmayı her siyasi yapılanmada az ya da çok görmek mümkün.
İşin en ilginç yanı ise.
Kimileri de.
Bugünün siyasi aktörlerini yeterli görmeyip ya da bunlarla yetinmeyip, tarihin derinlerinden, yüz, bin yıl öncesine dayanan bir değeri gündeme taşıyıp, tabulaştırıp tapınmakla meşguller.
Böylesine bir kaos ortamında, özellikle de bazı öğretilerde, “Tarihin çarkları geri dönmez” denmesine karşın, çarklar geri vitesinde yol alırken millet, halinden memnun, gülüp oynayıp, “Allah’a çok şükür” derken, benim siyaset, daha doğrusu siyasi aktörleri ve siyasi partileri tek tek ele almam çok zor!
Yaş 78 olmuş, yürümekte zorlanırken, bu rezil çarkların içine dalıp Don Kişot’luğa soyunmam benden beklenmemeli!
İşin çok daha ilginç yanı ise, geneldeki başrollerdeki siyasi aktörlerin medyaya yansıyan söylemleri ve eylemleriyle yorumlayıp değerlendirmem mümkün olsa da, hangisini neye göre değerlendireceğim ki?
Benim değerlerime ve siyaset anlayışıma göre al birini vur ötekine.
Zaten bunun böyle olduğunu, birbirlerine dönük suçlamalarda, hakaret ve karalamalarda görüyoruz!
Herkesin herkesi, her konuda yerden yere vurduğu, olmadık iftiralarda bulunduğu, hatta sövüp saydığı bir ortamda, sütten çıkmış ak kaşık gibi tertemiz kalmak mümkün olsa da, toplumun genelince böyle bilinmek mümkün mü?
Ülke genelinde, toplumun önemli bir kesiminde, sosyal şizofrenik bir durum var.
Hoşgörü ve empati diye bir anlayış tamamen yok olmuş, herkes birbirini potansiyel suçlu gibi görüyor.
Ahlak mı?
Dibe vurmuş durumda.
Soygun, vurgun, cinayet, her türlü melanet, yalan dolan, sahtekarlık günlük sıradan olaylar haline gelmiş durumda.
Hele hele.
Bu yaşta.
Sosyal medyanın acımasızlığında, yatağa bağımlıların bile, efelenmekten geri durmayıp, hakarette sınır tanımayan beyinsizlerin, eline diline düşmektense, bu curcunadan uzak durmakta yarar var!
Yerel siyasete gelince.
Çok şükür.
Geneldeki çirkinlik yerele ulaşabilmiş değil.
Yerelde de, sağlık sorunlarım nedeniyle dışarıya fazla çıkamadığım ya da çıkmadığımdan, siyasi gelişmeleri yerel medyadan takip ettiğim içindir ki, bu konuda uzaktan gazel çekip ahkam kesmek istemiyorum!