Ben çocukken hasta olduğum zaman annem bana sıcacık yayla çorbası yapardı. Başucumda oturur ateşim çıkıyor mu diye kontrol ederdi. Yaptığı çorbaya hasta çorbası derdik. Çokta iyi gelirdi ya da biz öyle olduğuna inandırmıştık kendimizi…...
Ben çocukken hasta olduğum zaman annem bana sıcacık yayla çorbası yapardı.
Başucumda oturur ateşim çıkıyor mu diye kontrol ederdi. Yaptığı çorbaya hasta çorbası derdik. Çokta iyi gelirdi ya da biz öyle olduğuna inandırmıştık kendimizi…
Şimdilerde hastalık başka gibi ölürcesine bize yataklara bağlıyor. Sanki yataktan kalkar kalmaz hasta olacakmışız… Çorbalarda iyileştirmiyor antibiyotiklere ve doktorlardan çıkmaz oluyoruz. Çocuklar bile istediği gibi dışarı çıkıp karda, çamurda oynayamıyorlar eskiden çocuklar beraber oynayarak büyürlerdi öyle mikroptu soğuk algınlığıydı az rastlanırdı. Doğru hatırlıyorum değil mi? Şimdiler de Toprağa basmadan, çamurlarda oynamadan hani neredeyse yağmurda koşmadan büyüyorlar. Çocuklarımız neden bu kadar küçük yaşta sinirlenmek, asabileşmek ve bencilleşmek kelimelerini öğreniyorlar diyoruz. Onları evlere bağlayan bizleriz. Bilgisayar oyunları alarak,mp3 vs... Peki nerede kaldı? Kirlenmek, keşfetmek? İşte bu yüzden şimdiler de hastalıklar daha sinsi, tedaviler ise bu kadar acımasız. Evet, bana göre acımasız çünkü çorbayla iyileşen çocuklardık biz bir yarayı iyileştirirken sinsice başka bir yanımızı yaralanmaya hazırlıyorlar gibi. Bir yazıda okumuştum çokta güzel söylemiş sizinle de paylaşayım; “ Nerede bu kışlar? Hasretle arar olduk...
Büyük şehirlerin kışları da bir acayip...
Memlekette olsaydık... Soba başında kestane yapardık... Kuru odun kokusunu hissederdik... İçerideki sıcaklık kombi, kalorifer gibi nefesimizi de kurutmazdı... Adeta kemiklerimiz bile ısınırdı... Hele bir de soba başında pösteki oldu mu? Değmeyin keyfime... Kedi gibi kıvrılırdık artık sobanın başında... Sıcak sıcak salep, ıhlamur içerdik limonun tadına da vararak... Dışarı da kızaklarla kayıp, kartopu oynardık...
Bizim nesil yine biraz yaşadı bu duyguyu… Ya yeni nesil? Hiçbirisini göremeyecek... Büyük şehirler deki insanlar, dostluklar gibi kar da yapay olacak... hatta oldu bile...
Küçük şehirlerde ki kar sevinci... Büyük şehirlerde trafik sorunun, eve nasıl giderim sorunu haline geldi... Kar beklenen mucize değil, sanki bir sorun yumağı gibi algılanır oldu...
İnsanlarda acayip değişti... En başta ben... Çocukken akşama kadar dışarıda kartopu oynadığım günler oluyordu bütün kış... Ne üşüdüm, ne de hasta olurdum... Şimdi bu yaşımda, yağan 5 cm’lik kardan işe gidip gelirken nem kapıyor! Bir hafta grip oluyorum...
Biz mi değiştik, tabiat mı değişti? Ne değişti? “ Bu sözlerden sonra söylenilecek bir şey kalmıyor bence…
Tüm yaşanmışlıklara inat çocuklarıma daha iyi bir tabiat ve gelecek olması dileğiyle, Hoşcakalın…