Merkezi Ankara olmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde OVAK adında bir vakıf kurulmuştu. Ben bu vakfın kurucu üyesiydim. Ayrıca vakfa bağlı iki veya üç şirket kurulmuş idi. Bu şirketlerden birisi -ki ben bu şirketinde kurucu üyesi...
Merkezi Ankara olmak üzere Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde OVAK adında bir vakıf kurulmuştu. Ben bu vakfın kurucu üyesiydim. Ayrıca vakfa bağlı iki veya üç şirket kurulmuş idi. Bu şirketlerden birisi -ki ben bu şirketinde kurucu üyesi idim- 1990 yılında OGM bazı orman işletmelerinin orman amenajman planlarının yapılmasını açık arttırmaya çıkardı ve benim üyesi bulunduğum şirkette, ihalede Göksun Orman İşletmesi’nin ormanlarının amenajman planlarının yapımını üstlenmiş oldu. O yaz, bir orman başmühendisinin yönetiminde orman mühendisleri ile Göksun’a gittik. Ormanda heyete yardımcı olmak üzere mahallinden yeteri kadar işçi aldık. Çalışan mühendis ve işçilerin puantajlarına göre ücretlerini ödemekle beraber primlerini muntazaman Kahramanmaraş’ta işçi sigortası müdürlüğüne bizzat yatırdım. İşin bitiminde son ödemeleri yaptıktan sonra iş yerini kapattık ve o zamanki yetkili herhangi bir ilişiğin olmadığını beyan etmişti. OVAK’a bağlı şirketin ne durumda olduğunu bilmiyorum. Büyük bir ihtimalle kapanmıştır. Aradan 22 yıl geçmiş ve bu arada Kahramanmaraş’ta katliam olmuş, hükümetler gelmiş, gitmiş, iktidarlar değişmiş ve 10 yıldır AKP iktidarı, demokrasinin yerleşmesi için büyük çaba harcamakta ve mevzuatımızın Avrupa kriterlerine uygunluk sağlaması için yeni hamleler yapılmaktadır. Birçok yasa da değiştirilmiştir. Artık bireyin hak ve hukuku yasalarımızda teminat altına alınmıştır. Şimdi gelelim zurnanın zırt deliğine.
4 Ocak 2012 Çarşamba günü Alanya PTT Müdürlüğüne gelen bir mektubu aldım. Zarfı açtığımda ne göreyim? Anlatayım da küçük dilinizi yutun. Benim adımı nereden bulmuşlarsa bulmuşlar, Kahramanmaraş SGK İl Müdürlüğü Dulkadiroğlu SG. Merkezi’nce 19.12.2011 tarihinde Özgül Özer tarafından bir ödeme emri hazırlanmış. Borcun türü prim, tarihi 1990.10 (yani ekim ayı ki, işin son bulduğu tarih) asıl borcun tutarı 4 lira 13 kuruş. Bu borç öyle şişmanlamış ki, neticede 295 lira 13 kuruş olarak semirmiş. İşte detayları: 31.79 işveren gecikme zammı, 229.27 icra faizi, toplam 265.19, ayrıca 30.00 lirada takip masrafı eklenmiş, sonunda 4.13 lira, 295.19 liraya kadar yükselmiş. Allah “Hep adil olun, Allah adil davrananları sever”(*) buyuruyor ama 4 lira 13 kuruşu 295 lira 13 kuruş olmuş. Bir hafta zarfında ödemediğim takdirde ayrıca 5510 sayılı kanun gereğince gecikme zammının da tahakkuk edileceği beyan ediliyor. Bu kadar bir prim borcu için bu kadar mesai sarf eden memur ve müdürlerini ben de Allah’a havale ediyorum.
Bu 22 yıl içinde nice bankalar soyuldu, trilyonlar kaçırıldı, nice ilaçlarda soygun yapıldı, nice şirketler battı ve bu süre içinde mali mevzuatta kaç adet af çıkarıldı. Milyon borçlar af şümulüne girdiği halde, bizim 4 lira 13 kuruş dipdiri ayakta kalmış. Ayrıca icraya verilmiş, her halde Çalışma ve SGK Bakanlığı Kahramanmaraş SGK memuru bayan Özgül Özer’i ve müdürlerini birer maaş ikramiye ile ödüllendirir. Kim bilir belki Çalışma ve SGK Bakanı sayın Faruk Çelik de teşrif eder, böylesine bir primi 22 yıl sonra ortaya çıkaran, 85 yaşındaki emekli ve bir maaş ile geçinen bir mükelleften tahsil etmek için büyük efor sarf eden memur ve müdürlerin şölenini şereflendirir. Çünkü bu memurlar bu ödülü çoktan hak etmişlerdir(!). Öyle değil mi sayın Bakan?
İşte böyle aziz dostlar, bana ne akıl verirsiniz? Bu parayı ödersem sanırım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütçesi artık cari açık vermeyecektir. Bu bakımdan çok bahtiyarım(!).
(*) Hucurat Suresi