Bazen ne yaparsanız yapın anlama veremezsiniz olanlara, yaşadıklarınıza. Sanki her şey üzerinize üzerinize gelmeye odaklanmıştır. Nefes alamayacak kadar çaresiz, yorgun ve bitkin hissedersiniz kendinizi. Yaşamaktan soğumaya ramak kalmıştır....

Bazen ne yaparsanız yapın anlama veremezsiniz olanlara, yaşadıklarınıza. Sanki her şey üzerinize üzerinize gelmeye odaklanmıştır. Nefes alamayacak kadar çaresiz, yorgun ve bitkin hissedersiniz kendinizi. Yaşamaktan soğumaya ramak kalmıştır. Mutsuzluk denizi içinde boşa kulaç atar, çabalar hale gelirsiniz. Tat vermez hiçbir şey. Gücünüz, güçlülüğünüz bitme noktasına gelmiştir. Arkadaşlarınızla dışarı çıkmayı geçin, muhabbet dahi etmek istemezsiniz. Şimdi arkanıza yaslanın ve söyleyeceklerimi iyi dinleyin. Mutsuz düşünceler beynimizi kemiren, vücudumuzda dalga dalga yayılarak sağlığımızı tehlike altına sokan çılgın virüslere benzer. Biz onlardan vazgeçmedikçe onlar da ne yazık ki bizim bizim peşimizi bırakmazlar. Olumsuza odaklandıkça en olmayacak şeyleri çekeriz kendimize. Oysa ki beynimizi daha iyiye daha güzele yönlendirmek varken neden uğraşırız ki kendimizle?
Düşünce ve duygularıyla şekillenir, bir insan. Büyür, olgunlaşır, deneyim kazanır. Bazıları öyle çok meyillidir ki hayata en olumsuz tarafından bakmaya, yaşadığı en güzel şeylerde bile mutlaka bir olumsuz yan bulmaya... Olumsuz düşüncelere odaklanan ve hayatının merkezinde sürekli olumsuzlukları bulunduran kişilerin, depresyon riski oldukça yüksektir. Depresyonla birlikte olumsuz otomatik düşünceler hayatımızı kabusa çevirmek için sürekli beynimizle uğraşır, durur. Bu düşünceler, sadece depresyonda değil, kaygı bozukluklarında da yoğun bir biçimde kendini gösterir. Bununla birlikte günlük yaşantımızda hepimizde görülebilmektedir.

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERLE NASIL BAŞA ÇIKARIM?

Bazı kişiler olumsuz düşünce ve duygularla daha iyi başa çıkabilirken, bazılarında ise bu durum bunun tam tersi olarak kendini gösterir. Kendine yönelik sürekli suçlamalar, hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğine inanma, yapılan her işte mükemmeli arama, sürekli paronoya bu düşüncelere yalnızca birkaç örnektir.
Her ne olursa olsun, her ne yaşarsak yaşıyor olalım kendimizi daima pozitif düşünmeye odaklayalım. Unutmayın, beyniniz çok güçlü bir organ. Şişman, yaşlı, kırışık, güçsüz, başarısız olduğunuzu düşündüğünüzde, sağlığınızı, kilonuzu ve zihninizi etkileyen stres hormonunu yükselterek tüm bu düşüncelerinizin gerçekleşmesine istemeden de olsa destek veriyorsunuz. Olumsuz düşünceler olumsuz oluşlara neden olur. Bunun için kendi 'Yok edici çözüm cephaneliği'nizi oluşturmanız gerekir. Kafanızda bir 'Virüs yok edici' geliştirmeniz, tüm negatif düşünceleri yok etmenizi sağlayabilir. Kendinizle kafanızda oluşan olumsuz düşüncelere kulak vermemek için anlaşın. Bunu yaparsanız düşünceleriniz olumlu davranışlarınız olarak hayatınıza yansıyacaktır. Unutmayın, vücudunuz aklınızı takip eder. Pozitif düşüncelerinizin sizi sarıp sarmalamasına ve dalga dalga hayatınıza yayılmasına müsaade edin. Mutlu günler!