HER canlıda olduğu gibi, insanoğlu da mükemmel bir plan ve programla yaratılmıştır. Bu mükemmellik anne karnında gebelikle başlar. Sağlıklı bir gebelik dönemi bebek için sağlıklı bir hayatın da başlangıcıdır. Gebelik döneminde özellikle...

HER

canlıda olduğu gibi, insanoğlu da mükemmel bir plan ve programla yaratılmıştır. Bu mükemmellik anne karnında gebelikle başlar. Sağlıklı bir gebelik dönemi bebek için sağlıklı bir hayatın da başlangıcıdır. Gebelik döneminde özellikle anneye çok iş düşer. Annenin sağlıklı olması, sağlıklı beslenmesi hem kendi hem de karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi acısından zorunludur. Diğer yandan vücut için zararlı (toksik) maddelerden kendisi için olduğu kadar karnındaki yavrusu içinde uzak durması, korunması şarttır.

NORMAL DOĞUM NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Gebeliğin sağlıklı geçmesi kadar çocuğun doğumu da sağlıklı ve normal doğal yolla olmalıdır. Yani tıbbi bir zorunluluk yoksa doğum şekli normal bir şekilde doğum kanalı yolu ile olmalıdır. Çünkü doğum anında doğum kanalında bulunan ve çocuk için elzem olan bakterileri alarak çocuk dünyaya gözlerini açar. Bu bakteriler doğan yavrunun bağırsağına yerleşerek çocuğun sağlıklı bir hayat sürebilmesi için başlangıç oluşturur.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GELİŞİYOR?
- ANNE SÜTÜ: Sağlıklı bir hayat için anne sütü şarttır. Hayatın temelini teşkil eder. Bu sebepten anne sütünün yerini hiç bir gıda tutamaz. Zira anne sütü doğan çocuk için planlanmış ve üretilmiştir, yani doğan çocuğa özel üretilmiştir. Bebek doğduğu için annede süt oluşmuştur. Anne sütünün yerini başka bir canlının sütü yada başka bir besin tutmaz. Anne sütü çocuğun gelişmesi ve büyümesi için en kıymetli besindir.

- BAĞIŞIKLIK VE AŞI:
Bebeğin aşıları zamanında yapılmalıdır. Bu aşılar çocukluk dönemi enfeksiyon hastalıklarına karşı bebeği korur. Halbuki anne sütü bağışıklık (immünite) gelişene kadar bebeği, enfeksiyonlardan korumaktadır. Bu yüzden aşılar, bebekte bağışıklık sistemi geliştikten sonra yapılmalıdır. Erken yapılan aşılar bebek bağışıklık sistemini zorlar ve bozar. Bebekte güçlü bağışıklık oluşmaz. Bu durum ileriki yaşlarda hastalık için zemin hazırlar. Bebeğin bağışıklığı 1-1,5 yaşları arasında gelişir. Bu nedenle aşıların bir yaşından itibaren yapılması en uygun zamandır.

- EK GIDALAR: Bebekte anne sütü döneminden sonra ek gıdaya başlanır. Bu dönemde yavaş yavaş bebek anne sütü ile birlikte ek gıdalarla beslenmeye başlar. Ek gıda bebeğin beslenmesinde çok önemlidir.

YANLIŞ BESLENME HASTA EDİYOR
Beslenme her canlıda olduğu gibi, insanoğlunun da fıtratına uygun olmalıdır. Doğada canlılar (otçul, etçil, hem otçul hem etçil beslenir) ne yiyeceğini bilir ona göre besinlerini arar bulur ve hayatlarını devam ettirir. Çünkü her canlı türünde sindirim organları birbirinden az çok farklı gelişmiştir. Bu nedenle yiyeceklerini seçerek yerler. Fıtrata uygun olmayan besinleri vücut, yabancı madde olarak görülür ve reaksiyon geliştirerek yok etmeye, zararsız hale getirmeye çalışır. Bu maddeler vücuda uyumsuz (intolerans) ya da alerjik besin olarak algılanır. Vücut bunlardan kendisini korumaya çalışır. Koruyamaz ise hastalanır. Eğer besinleri uzun süre korumak ve saklamak için içlerine koruyucu maddeler konursa bu koruyucular vücut için zararlıdır ve hastalık sebebi olabilir. Besinler rafine ediliyorsa besinin doğası bozulur. Proteinler, yağlar ve karbonhidratlar yapısal özelliklerini yitirir. Bunlar da vücut tarafından yabancı olarak algılanır.

BAĞIRSAK FLORASI NASIL BOZULUR?
Yediğimiz besinler sindirim sistemimiz tarafından en küçük birimlerine kadar ayrılır. Yapı taşlarına ayrılan besinler bağırsaktan emilir ve vücutta kullanılacak hale getirilir. Emilimde bağırsak florası önemlidir. Bağırsakta yaşayan bakterilerin cinsi, sayıları ve karakteri bağırsak florasında etkendir. Bağırsak bir denge içinde olmak zorundadır. Bağırsak florası bozuk ise hastalıklar oluşur. Bağırsak florasının karakterini bozan etkenler bir taraftan emilimi bozar, beslenme yetersizliğine bağlı hastalıkların oluşmasına sebep olur.
Diğer taraftan ise patojen bakteriler besinlere ortak olur ve beslenir, bunun sonucunda da oluşan atıklar vücuda geçer. Hücre ve dokularda birikerek hastalık oluşur. Toparlamamız gerekirse bağırsak florasını bozan başlıca etkenleri şöyle sıralayabiliriz:

- Sezaryenle doğum: Bireyde normal flora oluşamaz.
- Beslenme alışkanlığı: Tek tip beslenme, düşük değerli karbonhidrat veya çok fazla hayvansal protein tüketimi ile abur tüketimi.
- Gelişi güzel ilaç kullanımı: İlaçlar vücuda yabancıdır, bağırsaktaki florayı öldürür, yerine kötü flora hakim olur.
- Diş tedavisinde kullanılan metaller: amalgam, kron gibi ürünler barsak florasına zarar verir ve patojenlerin artmasına sebeptir.
- Bağırsakta parazitlerin artması: Flora dengesini bozar, metabolikler doku ve organlara geçerek hastalıklar oluşturur. Kişinin besinlerine ortak olur ve beslenme yetmezliği oluştururlar.

- İçtiğimiz sulardaki ağır metaller.
- Günlük yeteri (2-2.5 litre) kadar su içmemek.

- Nefes yolu ile aldığımız toksik gazlar ( Eksoz gazları vs.)
- Deri yolu ile emilen saç boyaları, kozmetikler vs.

Bütün bu yazdıklarımız bir taraftan da bağışıklık sistemimizi zayıflatarak dıştan ve içten bizi rahatsız eden mikroplara, soğuk, sıcak rüzgâr, yağmur, kar gibi iklim şartlarına karşı bizi koruyamaz. Hastalıklar oluşur. Sağlıklı günler dilerim. Detaylı bilgiye www.recepcelik.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.