ZAMAN, su misali akıp geçiyor ve biz hayatın kim bilir neresinde rollerimize dört elle sarılıyoruz. Dün yan yana olduğumuz insanlar bugün bizden çok uzakta belki de. Hayat bizi sevdiklerimizden ayırmadan önce biz neden bunların kıymetini bilmiyoruz?...
ZAMAN, su misali akıp geçiyor ve biz hayatın kim bilir neresinde rollerimize dört elle sarılıyoruz. Dün yan yana olduğumuz insanlar bugün bizden çok uzakta belki de. Hayat bizi sevdiklerimizden ayırmadan önce biz neden bunların kıymetini bilmiyoruz? Neden her şeyi başarmak için elimizde fırsatlar varken, başaramıyoruz?
Sanırım bizim en büyük sınavımız bu. Kazanıyoruz ve kaybediyoruz sevdiklerimizi. Çoğu zaman kıymet verdiğimizi sanıyoruz ama hiç sordunuz mu kendinize, ne kadar değer verdiniz sevdiklerinize? Bir paha biçebilir misiniz içinizdeki o hisse? Onlara olan sevginizi bir şeylerle ölçebilir misiniz? Çağımızın en önemli sorunu ve en büyük eksiği bu olmalı. Biz sevgimizi hep kaybettikten sonra kendimize itiraf ederiz. Gurur mudur nedendir bilinmez ama pek kolay değildir bunu ifade etmek. Hiç kaybetmeyeceğiz sanırız, öylesine bir özgüvenimiz var! Ama ne olur dönün bir bakın. Yarına dair ne var elinizde. Garantisi var mı gözlerinizi açtığınızda onları yanınızda görmenizin. İnsan sevdiği birini kaybedince dünyası başına yıkılırmış. Kalbine çaresizliğin tohumları ekilirmiş, dayanma gücünü zor bulurmuş kendinde. Ve asıl önemlisi kaybettiklerine dair pişmanlıklar biriktirmesiymiş içinde. Gönlünde öyle büyük ıstıraplar varmış ki gülmenin bile canını acıttığını düşünürmüş. İşte bu pişmanlıkları yaşamamak için hayata dört elle sarılın. Sevdiğinizi söylemekten hiç ama hiç utanmayın. Bu bir eksiklik değildir. “İyi ki varsın” demekle ne kaybedersiniz ki. Bir gün sevgili peygamberimizin arkadaşlarından birisi, falanca kişiyi seviyorum, demiş. Bunun üzerine peygamberimiz de, bunu onun yüzüne söyle, demiş. Şimdi soruyorum sizlere, en son ne zaman annenize “Seni seviyorum anneciğim.” dediniz ve en son ne zaman babanıza “İyi ki yanımdasın. Varlığını hissetmek bile büyük nimet.” dediniz. Ne kadar çok sevdiğiniz varsa o kadar zenginsiniz aslında. Çünkü hayattaki en büyük mutluluğun sevildiğine inanmak olduğunu söyler Robin Sharma. İşte bu yüzden hayatı ertelemeyin. Bugünü bugüne yakışır şekilde yaşayın.
Yarın ne olur bilemeyiz ama biz bugünün kıymetini bilmek zorundayız. Aldığımız her nefes ve sahip olduğumuz her sevgi için daha çok şükredelim. Sevgi öylesine büyük bir nimet ki insanın kalbini güzelleştirir, kalbe merhamet duygusu verir. Sevgi ihtiyaçtır, ruhun ilacıdır ve nefreti, kötülüğü kalbinizden silip atar. “Bütün kainat birbirine sevgiyle bağlanmış. Sevgini vermesini öğren. Çünkü gönlün anlasın ki hepsine yer varmış. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış.” der Hz. Mevlana. Sevginizi dillendirin çünkü sevgi paylaştıkça çoğalan bir histir. Sevin, sevilin… Nefsinize değil kalbinize yenilin. Hırs, fitne, fesatlık değil; aşk, sevgi, paylaşmaktır insanlığın özü. Sevginizin ve sevdiklerinizin kıymetini bilin, henüz vakti varken. Dr. Freitag sevgi için şunları söylemiştir: “Sevgi terapidir, sevginin olduğu yerde korku yoktur. Sevgi her derde devadır, sevgi hayatı uzatan bir iksirdir. Sevdikçe istediğiniz her şeyi fazlasıyla elde edersiniz. Ne mutlu, sevgide müsrif olabilenlere.” Ne büyük mutluluk sevgide müsrif olabilmek. Sevgi dolu günler diliyorum...