Yeni icat, iki tekerlekli akülü arabalar kaldırımlarda tehlike saçmaktaymış… Belediye tüm uyarılara rağmen uygulamadan vazgeçmemekteymiş… Sorarım; kaza olsa en fazla ne olur? Şimdiye kadar bunun yüzünden kaç kişi ölmüş? Tek Teker,...

Yeni icat, iki tekerlekli akülü arabalar kaldırımlarda tehlike saçmaktaymış… Belediye tüm uyarılara rağmen uygulamadan vazgeçmemekteymiş… Sorarım; kaza olsa en fazla ne olur? Şimdiye kadar bunun yüzünden kaç kişi ölmüş?
Tek Teker, her akşam Alanya’nın en işlek caddelerinde motorunu kaldırır, yüksek hız ve gürültü şovu yaparmış… Olsun, zararı en fazla kendinedir; bir şey olduğunda arkasında kalanlar düşünür…
Turist gelmemekteymiş memlekete; esnaf icralıkmış... İlk defa mı başımıza geliyormuş? Geçmiş yıllarda da aynısı olmuş; tur operatörlerinin ahlaksız tekliflerine “olur” deyince bizi ucuzcu turiste boğmuşlar, rahatlamışız…
Ülkede eşi benzeri görülmemiş bir tiyatro ortaya konmaktayken, biz gündem diye bu tırışka sorunlarla uğraşmışız… Ülkenin en değerli askerleri, gazetecileri, bilim insanları, yazarları, düşünürleri bir çuvalın içine sokulup, çetelerle aynı suçlamalardan kovuşturulmuşlar, çıtımız çıkmamış. Hatta içimizdeki İkinci Cumhuriyetçiler başta olmak üzere, gizliden sevinenlerle tartışmalara bile muhatap olmuşuz…
Kına yaksınlar, cezalar geldi… Bırakın 34 yılı, bir gün bile içerde kalmanın ne demek olduğunu bilmeyenler, Allah bilir Balbay’a “oh olsun” demektedirler… Ben şimdi onlarca yıl ceza alan rektörlere, geleceğin genelkurmay başkanı olması beklenirken 16 yıl alan aslan gibi teğmen Mehmet Ali Çelebi’ye yanmayıp da, Gazipaşa Havaalanı pistinin uzatılmayışına mı ağıt yakacağım?
Yaklaşan yerel seçimlerde, hangi partinin hangi sivrilmiş şahsiyetinin aday olacağı çok mu önemli bugünkü Türkiye de? Adayların ismi, kimliği ülkenin geleceğini karartma yolunda atılan kararlı adımları engellemede ne denli etkilidir?
Artık tüm dünyanın farkına vardığı bir iktidar baskısının, sosyal yaşama müdahalenin, cadı avının yurttaşımızı sindirişini unutup, turiste özel üretim yapmak üzere tasarlanmış Hint Keneviri bahçelerini mi gündeme çekeceğiz? Yoksa gezi trenini mi?
İftar sofraları umurumda değil; gereksiz elektrik kesintileri de; AKEDAŞ’ın yanlış faturaları da; sigara, içki kaçakçıları, sezonluk hırsızlar da artık gündemimde değil… Gününü yaşamaktan başka kaygıları olan; yurdunu, ülkesini seven insanın da böylesine sıradan sorunlarla boğuşmaması gerekir zaten…
Alanya için asıl tehlike ülkemiz hakkında dış dünyada oluşmaya başlayan algıdır. Gittikçe faşizanlaşan bir erkin varlığı, dindarlığın en koyuluğuna giden uygulamalar turizm denen, hassas dengelerle yürüyen ve ne yazık ki bol alternatifli bir sektörün bizi terk etmesine yol açar… Günü yaşamayı bırakıp ülke sorunlarına odaklanmazsak ilerde acısını çekeceğiz. Hadi, özgürlükten, demokrasiden anlamıyorsanız, bari bu dilden anlayın…