'BAĞIMLILIK' kelimesini duyduğumuzda zihnimizde genelde uyuşturucu ve alkol kelimeleri canlanıyor. Ancak günümüzde ‘bağımlılık' kategorisine aslında pek çok alt başlık eklenmiş durumda. Yakın zamanda yaygınlaşan ve belki...

'

BAĞIMLILIK

' kelimesini duyduğumuzda zihnimizde genelde uyuşturucu ve alkol kelimeleri canlanıyor. Ancak günümüzde ‘bağımlılık’ kategorisine aslında pek çok alt başlık eklenmiş durumda. Yakın zamanda yaygınlaşan ve belki de modernite ile ortaya çıkan bu bağımlılıkları ben ‘modern bağımlılıklar’ diye adlandırıyorum. Nedir bu modern bağımlılıklar ile kast ettiğim kavramlar? Hepimizin aklında ilk beliren sözcük hemen hemen aynı: Teknoloji. Evet bugün internet, telefon bilgisayar, televizyon ve oyun kavramlarını içeren bağımlılıklardan bahsediyor olacağız, özellikle internet bağımlılığından.
21. yüzyıl ürünü olan televizyonun hayatımıza girişi hemen hemen 75 yıl önce gerçekleşti. Ülkemize girişinin ise daha geç olduğunu düşünürsek ortalama bir rakam olarak 50 yıl dememiz mümkün. Bilgisayarın ise Türkiye’de ilk kullanım tarihi 1960 yılı olarak bilinmekte, yani 58 yıllık kısa bir geçmişe sahip. Cep telefonunun dünyada ilk üretimi 1973 olarak bilinmekte ülkemizde ise aktif olarak cep telefonu kullanımı 1994 yılı olarak kabul edilmektedir. İnternetin kısaca tarihçesine bakarsak, 1969’da ilk bilgisayar ağı California’da kurulmuş, Türkiye’de ise aktif kullanım 1993 yılında ODTÜ’de gerçekleşmiştir.
Tüm bu tarihsel verilere bakıldığı zaman aslında teknolojinin dünya tarihinde ne kadar yeni olduğu görülebiliyor. Bu yeniliğin getirmiş olduğu acemilik ile tarihesini saydığımız tüm bu kavramlara hızlı bir şekilde bağımlı olmaya başladık. Özellikle internet kullanımı bu bağımlılıklar arasında en yaygını diyebiliriz. Çünkü bilgisayarı, telefonu hatta internete uyumlu televizyonları kullanmaya teşvik eden motivasyon internet. O yüzden bu yazımda çoğunlukla internet bağımlılığını ele alıyor olacağım.

İNTERNET BAĞIMLILIĞI NEDİR?
İnternet bağımlılığı, madde bağımlılığından farklı bir tür olarak davranışsal bağımlılıklar kapsamında ele alınmaktadır. İnternet kullanımı, alışkanlığın ötesine geçtiğinde ve günlük rutin işlevleri tehtid eder duruma geldiği zaman bağımlılığa dönüşebilmektedir. Yani daha günlük bir dil ile açıklamak gerekirse; günlük olarak maillerinizi kontrol etmeniz, internetten haberleri okumanız, takip ettiğiniz bazı sitelerde yazıları takip etmeniz, sosyal medyada vakit geçirmeniz, hoşunuza giden bir oyunu oynamanız gibi eylemler günlük alışkanlıklar iken, sosyal medyada vakit geçirmek uğruna normalde 22.00 olan uyku saatinizi 01.00’a ertelemek zorunda kalmak, gün içinde akşam eve gidip bilgisayarda oyun oynadığınız zamanları sürekli hayal etmek, günden güne internette geçirilen vaktin artması, (örn: günde 1 saati bilgisayar oynayarak geçirirken zamanla 2 saate, 3 saate çıkarmak), aşırı internet kullanımı sebebiyle okul, iş, aile, arkadaş çevresiyle sorunlar yaşama, internet kullanımını bırakınca huzursuz, agresif, bıkkın, çökkün hissetme bağımlılığa gittiğinizin bir kanıtı olabilmektedir.

FİZİKSEL ZARARLARI NELERDİR?
Teknolojik aletlerin çocuklarda yarattığı fiziksel olumsuzluklar şöyle sıralanıyor:
• Görme sorunları
• Duruş ve iskelet bozuklukları
• Radyasyon alımı
• Hareket kısıtlılığının getirdiği kas ve eklem problemleri
• Obezite riski
• Uyku kalitesinde bozulmalar ve uykuya dalış sorunları

SOSYAL VE PSİKOLOJİK ETKİLER

• Sanal dünyadaki ilişkilerle, gerçek ilişkiler arasındaki fark çocuklar tarafından tam olarak ayrımlaştırılamamaktadır. Fiziksel kimliklerini ortaya koymaksızın, sohbet odalarında dolaşmanın tehlikesi, ileri yıllarda gerçek sosyal hayattan çekilme davranışları ile kendini gösterebilecektir.
• Uzun süre internette chat yapan çocukların gerçek hayatta arkadaş edinme sıkıntısı çektiği yapılan araştırmalarla saptanmıştır.. Bir araştırmada WEB gezintilerinde, çocukların kendilerini nasıl hissettikleri sorulduğunda cevap en çok “yalnız” olmuştur. Bu yalnız çocuklar, giderek toplumda iletişim kurmakta zorlanmakta, topluma karşı olumsuz duygu ve düşünceler beslemeye başlamaktadır.
• Oyunların içeriğine bağlı olarak özellikle savaş oyunları çocuklarda agresyona, öfkeye ve şiddete sebep olabilmekte. Bu sadece bilgisayar oyunları kaynaklı olmamakta, günümüz dizilerindeki şiddet sahneleri de çocuklara şiddeti öğretmektedir.
• Birey sosyal olarak geri çekildiği ve kendini internet ortamına verdiği taktirde beyindeki haz merkezi devreye girecek ve ‘mutlu olduğun şeyi yap, devam et’ komutu verecektir. Zamanla dış dünyadaki tüm sosyal uyaranlar bireye haz verici olmayan eylemler olarak görünecektir.
• Zaman kontrolünü sağlayamamak de internet kullanımında bir önemli problemdir. Zaman sadece internet için değerli hale gelmeye başlayacaktır.

Fiziksel, sosyal ve psikoloji etkilerin sadece ufak bir bölümüne yer verilmiştir. Devamında önemli olduğunu düşündüğüm bazı istatistikleri paylaşmak gerekirse:

• Anne babalar %62 oranında çocuklarının hangi sitelerde dolaştıklarını bilmemektedirler.
• Çocuklara hangi sitelere girdikleri sorulduğunda %44’ü oranında seks içerikli sitelere, %14’ü bomba imalatı sitelerine, %12’si nereden silah alabilecekleri bilgisini içeren sitelere girdiklerini belirtmişlerdir.
• %43’ü ailesinin internet konusunda bir kural koymadığını, %31’i ailesinin kuralları takip ettiğini, %26’sı ise kurallara rağmen istediklerini yaptıklarını belirtmişlerdir.

KİMLER İNTERNET BAĞIMLISI OLABİLİR?
İnternet bağımlılığı her yaştan ve her gruptan bireyin ortak problemi olmasının yanında, bağımlıların çoğunun erkek ve genç yaş grubundan oluştuğu söylenebilir. İnternete bağımlı olmayan iten bazı sebepler, araştırmalardan yola çıkılarak şöyle sıralanabilir:
• Bireyi internete yönlendiren en önemli sorunlardan bir tanesi “can sıkıntısı” kavramıdır. Sosyal etkinliğin az olması, boş vaktin kaliteli değerlendirilememesi internet kullanımında bir etkendir.
• Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre; özellikle genç yaş grubunda DEHB, sosyal fobi, hafif depresyon varlığında veya ailede bağımlılığa yatkınlık söz konusu olduğunda riskli internet kullanımının oluşabileceği belirtilmiştir.
• Sosyal çevre ve akranların internet ortamında fazlasıyla var oluyor olması da bireyin internete yönelmesinde ve bir süre sonra “sosyal ortam”ı sadece internette aramasında etkendir. Örneğin grup olarak oynanan online savaş oyunları gençler arasında son derece yaygındır. Genç, eğer o ortama katılmaz ise sosyal çevresinden uzak kalacağı düşüncesi ile sürekli orada var olmak ister.
• Aile hayatındaki çözümlenmeyen problemler, huzursuzluklar, mutsuzluklar kişiyi internet ortamına itebilmektedir. Problemden en kolay kaçma yolu bireyin kendisinin anlaşıldığını, var olduğunu ve dış dünyaya mutlu olduğunu hissettirebildiği sanal ortamdır.
İnternet bağımlılığı, davranışsal bir bağımlılıktır. Fiziksel ve psikolojik olarak zararları bulunduğundan mutlaka bir profesyonelden destek alınmalıdır.