KRONİK baş ağrısı, yaşadığımız çağın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Kronik baş ağrılarının  çeşitli  sebepleri vardır. Bu ağrılar kadınlarda erkeklere  göre on kat daha fazladır. Buradan da şu sonuca...

KRONİK

baş ağrısı, yaşadığımız çağın en önemli sağlık sorunlarından biridir. Kronik baş ağrılarının çeşitli sebepleri vardır. Bu ağrılar kadınlarda erkeklere göre on kat daha fazladır. Buradan da şu sonuca varabiliriz: Kronik baş ağrısı çekenlerde kalıtsal bir yatkınlık vardır. Son yıllarda kronik baş ağrısının artmasının nedeni ise stresli ve yorucu hayat koşullarıdır. Tekrar eden, dönem dönem gelen kronik ağrıların %50’si migren tipi, %25’i migren ve gerilim tipi baş ağrılarıdır.

Baş ağrısı denince akla ilk migren tipi ağrı gelir. Çoğumuz zaman zaman bu tip ağrı çekmişizdir. Migren belirtileri ağrıyı diğer baş ağrılarından ayırır. Ağrı bazen başın tamamını, bazen de başın yarısını kaplar ve halk dilinde yarım baş ağrısı olarak tanınır. Migren ağrısı ataklarla gelir, ataklar arası süre kiminde kısa kiminde uzun dur. Hasta ağrının geleceğini hisseder, kendine ona göre rahat bir yer arar. Migren tipi ağrı süresi kısa olduğu gibi iki üç gün de sürebilir.
MİGREN AŞAMALARI FİZYOPATOLOJİSİ:
Ön aşama:
Migren ağrısını ışık, yüksek ısı, soğuk, güneş, gürültü, kalabalık, rüzgar, nem gibi faktörler artırabilir. Migrenli hastaları bu etkenler rahatsız eder ve ağrıyı başlatabilirler. Bu nedenle hasta kendini bunlardan korumak için sessiz, karanlık, gürültüsüz yalnız bir ortam arar. Bu aşamada Işığa karşı hassastırlar, görsel problemleri vardır. Baş dönmesi, vücutta karıncalanma, genel bir kırıklık hali vardır, beyin arterlerinde daralma yaşanır.
Ağrı aşaması:
Zonklayıcı tek taraflı baş ağrısı, bulantı, kusma vardır.
Bu aşamada ise beyin arterleri gevşer ve şişer.
Ödem aşaması:
Şişme ve ödem meydana gelir. Kaba, donuk, uzun süreli bir ağrı vardır. Damar dışı çevre dokuya sıvı sızmıştır ve ödem oluşmuştur. Migren hastalarında bulantı ve kusmalar olabilir
(Kafa içi basınç artmasına bağlı olarak genelde bulantıya kusma, huzursuzluk da eşlik eder). Ağrının şiddeti hastadan hastaya değişir. Bazen çok şiddetli bazen de daha hafif seyreder, hastada iştah azalır.
Her iki durumda da damar dışına sıvı sızar bir taraftan ödemin yaptığı basıya bağlı ağrı meydana gelirken diğer taraftan da dokuların yeteri kadar oksijen almamasına bağlı olarak ağrı oluşur.
KRONİK BAŞ AĞRISININ DEĞİŞİK TÜRLERİ
Hasta Bina Sendromu:
Modern ofis içindeki zararlı etkiler sebebi ile oluşan baş ağrısıdır.
Hasta moralsiz, yorgun, sık sık uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu, gözlerde irritasyonuna bağlı yaşarmalar hisseder.
Küme Baş Ağrısı:
Göz etrafında sıkıcı ve baskı yapan şakaklara yayılan ağrı vardır.
göz kızarıktır, sulanır, kaşınır, burun akıntılıdır.
Gerilim Tipi Baş Ağrısı:
Sabah kalktığında baş ağrısı vardır, ağrının yeri çok lokalize değildir, bazen haftalarca sürebilir. Sinüzitler ve servikale omurga rahatsızlıkları, çene eklemi rahatsızlıklarında sık görülür. Yoga, doğa yürüyüşü gibi dinlendirici aktivitelerle rahatlar.
Stres Baş Ağrısı:
Yaşadığımız günlük olaylar, stres sonrası yaşanan baş ağrısı. Bu ağrılar dinlenme anında ortaya çıkar (bu dönemde strese bağlı olarak damarlarda daralma, stres bitince damarlarda genişleme oluşur) damarlardaki genişlemeye bağlı olarak, damar dışına çıkan sıvının dokulara basıncı ve dokuların oksijensiz kalması sonucu oluşan baş ağrısıdır. Kafa derisine bakıldığında kafa derisi kırmızı, sıcak ve ağrılıdır.
Havaya Bağlı Baş Arısı:
Hava durumunun hassasiyetine bağlı baş ağrısı. Genelde sinir sistemi zayıf olanlarda havadaki elektromanyetikler elektriksel hulere bağlıyorlarsa damarlarda hassasiyet oluşur. Buna bağlıda ağrılar oluşur.
Histamin, tıriamim, (peynir, şarap, feniniatilamin-çikolata) tüketenlerde görülen baş ağrısı. Ağrı atakları geçtikten sonra hasta her şey normal olarak hayatına devam eder. Ancak hasta endişeli ve huzursuz dur, çünkü ağrının tekrar geleceğini bilir ve düşünür.
Migren tipi baş ağrısı toplumda hiç de azımsanamayacak kadar fazladır.
MİGREN HASTALARI NEDEN ARTIYOR?
- Endüstrileşmiş toplumlarda rastlanan hasta oranı kırsal toplumlara göre çok yüksektir. Buda beslenme alışkanlıklarına bağlıdır, endüstri toplumunda hazır gıda ve rafine edilmiş gıda tüketimi fazladır. (gıdaların hazırlanışı, saklanma şekli, korunması, sunma şekli ile ilgilidir) Hazır gıdalarla beslenen toplumlarda oran çok artmaktadır. Bizim toplumumuzda migren sebebi özellikle son 30 yılda marketlerin artmasına paralel olarak hazır gıdalarla beslenmenin artmasına bağlıdır.
- Diğer bir sebep gelişi güzel ilaç kullanımı (özellikle antibiyotikler, steroitler, ağri kesiciler, vs)
- Başka bir sorun diş hekimliğinde dolgu malzemesi olarak kullanılan amalgamdır (civa, gümüş, aliminyum, kalay, vs).
- Diğer bir sorun kimyasal toksik maddeler, boyalarda ki kimyasallar (kurşun, polietilen, benzen, vs.), tarımda kullanılan yabancı ot öldürücü, böceklere mücadelede kullanılan kimyasallar, kişisel temizlikte kullanılan kimyasallar (sac boya maddeleri, ojeler vs., daha da artırılabilir. (Şu anda hastanelerimizin onkoloji kliniğinde tedavi görmekte olan hastaların çoğunluğu kırsal kesimden tarımla uğraşan insanlar. Buda tarımda kullanılan ilaçların tehdidini göstermektedir.)Şu an bizim toplumumuzu rahatsız edenlerden bahsetmeye çalıştım.
- Uzun yıllardır migren sebebi olarak stres gösterilmiştir. Migren veya başka bir hastalıkta elbette stresin etkisi vardır. Stres var olan problemi artırır ve su yüzüne çıkarır, alta yatan sebebi provoke (uyarır) eder. Ancak şu hususu da belirtmek gerek. Stres olmadan hayat devam edemez.
TEDAVİ : Eğer hastalık varsa ve hastalığın adı konmuş ise tedavisi olmak zorundadır.
- Tedavide hastalığa sebep olanları (ajan veya ajanları) tespit etmek, bunları vücuttan uzaklaştırmak olmalıdır.
- Doğru tespit, doğru tedaviyi getirir.
- Amaç hasta kişiye zarar vermeden tedavi etmek olmalıdır.
- Migren, akupunktur tedavi yöntemi ile destekleyerek çok kısa bir zamanda tedavi edilir.
Sağlıklı mutlu günler dilerim…