TGF Genel Başkan Vekili ve AGC Başkanı Mehmet Ali Dim'in

TGF

Genel Başkan Vekili ve AGC Başkanı Mehmet Ali Dim'in "Alanya artık İl değil, BŞB İl'i olur" açıklamaları, bu öneriyi ortaya atarken somut deliller sunması ve en önemlisi, Alanya'nın Büyükşehir İli olurken Manavgat'ın nüfusuna da ihtiyaç duyulduğunu, dolayısıyla Manavgat'ın Alanya'ya bağlanması gerektiği fikri, CHP'li Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen'i fena kızdırmış.

"Kamuoyuna çok önemli açıklama" başlığıyla bir basın açıklaması yayınlayan Sözen, özgürce düşünmeye saygı duyduğunu, fakat 'gazeteci bile olsa' fikirlerini özgürce ifade ederken başka insanların, toplumların değerlerini ve duyarlılıklarını göz önünde bulundurması gerektiğini söylemiş.

"Sayın Dim, Manavgat’ın hassasiyetlerini çiğnemiştir. Türkiye’nin birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğu bir dönemde, kitleleri ve toplumları karşı karşıya getirecek açıklamalar yapmayı son derece gereksiz buluyorum" diyen Sözen, Dim'in bu öneriyi ortaya atarken neye ve hangi güce dayandığını sorgulamış.

"Dayanaksız" diye nitelediği bu açıklamaları "algı operasyonu" olarak da değerlendiren Sözen, Dim'in anlamsız ve yanlış kıyaslamalar içerdiğini savunduğu açıklamalarını Yeni Alanya'da yayınlatarak Alanya halkını yanlış bilgilendirdiğini de iddia etmiş.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Alanyalı olmasının öneminin olmadığını savunan CHP'li Sözen, Çavuşoğlu'nun Antalya'ya mal olduğunu, dolayısıyla Alanya'ya özel bir iltimas geçemeyeceğini de ima etmiş.

Bu arada açıklamasında Çavuşoğlu'na üstü kapalı göndermeler yapıp adeta CHP seçmeni üzerinden aba altından sopa gösterircesine tespitlerde bulunan Başkan Sözen, şöyle demiş: "Dışişleri Bakanlığı makamını 'Alanya’yı Büyükşehir İl'i yapacaksın' baskısıyla zor durumda bırakmak ne derece doğrudur, tartışılır. Devlet yöneticilerinin sırf hemşerilik ilişkileri yüzünden haksız bir şekilde bir kente ayrıcalık yapması, adaletsiz ve hiç de hoş karşılanacak bir durum değildir."

Hatta daha da ileri giden Sözen, Manavgat'ın Alanya'dan bir adım önde olduğunu açık seçik söylemiş.

Nasıl oluyorsa, Manavgat'ın tarihi, turistik ve doğal değerleri açısından daha önde olduğunu savunan Başkan Sözen, iki şehrin yüzölçümü üzerinden kıyaslama yapmış.

Alanya'nınki 1.827 kilometrekare, Manavgat’ın ise 2.283 kilometrekare imiş. Alanya’nın İl olmaya müsait büyüyecek alanı kalmamış'mış. Oysa Manavgat'ın tarım ve turizm alanlarının yanı sıra yerleşim ve ticari alanları değerlendirecek, farklı yönlere doğru genişleyecek geniş arazisi varmış.

Alanya’nın mahalle sayısı 102 iken, Manavgat’ın mahalle sayısı 106 imiş.

Tam tarih yok ama, Manavgat Üniversitesi çok yakında hayata geçecekmiş, Manavgat’ı Alanya’ya bağlamak gibi olmayacak hayalleri olanların, karşılarında Manavgat halkını bulacaklarmış.

Sözen'in bu açıklamalarına gerek Sayın Dim, gerek Sayın Çavuşoğlu kanadından bir yanıt gelir mi gelmez mi, bilemem.

Ama neden Manavgat'ın değil de Alanya'nın İl olması gerektiğini bir de ben izah edeyim Sayın Sözen'e.

İl olmak için yüzölçümün büyük olmasına gerek yoktur.
Öyle olsaydı, bugün pek çok plaka sahibi şehirden büyük olan Alanya, çoktan İl olmuştu, bu bir.

İl olmak için nüfusa ihtiyaç var mıdır, bakın o konuda örnek vermemişsiniz, çünkü Alanya'nın nüfusu, Manavgat dahil 22 büyükşehri geride bırakmıştır, bu da iki.

Alanya'da 291 bin kişi yaşarken, bu sayı Manavgat'ta 222 binde kalmıştır.

Kilometresi büyük nüfusu küçük olmasının sebebi, yerli halk haricindeki insanların Manavgat'a taşınmak için bir sebep bulamıyor olması olabilir mi?

Ya da şöyle soralım.

Yüzölçümü Manavgat'a göre daha küçük olan Alanya'da nüfus neden daha kalabalıktır ve neden sürekli göç almaktadır. Bu, Manavgat'a nazaran Alanya'nın yaşayan ve ekonomik olarak sürekli büyümeye meyilli bir şehir olduğunun, dolayısıyla İl olmaya daha müsait bir yapıda bulunduğunun bir delili olabilir mi acaba?

Misal, olayı bir de, uçakla gelen yerli ve yabancı turist açısından değerlendirelim.

Manavgat, Antalya Havalimanı'na 80, Gazipaşa Havalimanı'na 80 kilometre mesafededir. Oysa Alanya, Gazipaşa Havalimanı'na sadece 30 kilometredir.

Devlet'in bile "sadece yüksekokul açılacak ilçe" statüsünde gördüğü Manavgat'ta hiç devlet üniversitesi yokken, Alanya'da bugün hem devlete bağlı Alaaddin Keykubat Üniversitesi, hem de Türkiye'nin bir ilçede açılan ilk özel vakıf üniversitesi olan Hamdullah Emin Paşa (AHEP) Üniversitesi vardır.

Alanya, "Yargı" ve "Sağlık" konusunda da Manavgat'tan her zaman bir değil, en az birkaç adım öndedir.

Misal, Manavgat'ta cezaevi yoktur, Alanya'nın yanı sıra Gazipaşa, Gündoğmuş ve Manavgat'ta işlenen tüm suçların cezası Alanya'da çekilir. Çünkü Devlet Baba, ülkenin en konforlu ve en son teknoloji ile donatılmış cezaevi ile adliye sarayını Alanya'ya yapmayı uygun görmüştür.

Manavgat'ta, Gazipaşa ve Gündoğmuş'taki sağlık sorunları da Alanya'da halledilir. Bu üç ilçede kaza geçiren, çatıdan düşen, komaya giren vb tüm ağır hastalar başta Alanya Devlet Hastanesi olmak üzere, Alanya'daki güzide özel sağlık kuruluşlarına sevk edilir.

Alanya Kalesi, Kızıl Kule, Tersane, Dimçayı, Sapadere Kanyonu ve ülkenin en uzun plajları ise tarihi ve turistik açıdan Alanya'ya ekonomik bağlamda değil 10 sene, 100-200 sene yetecek güçtedir.

Daha verilecek belki onlarca örnek vardır ama bu manasız tartışmayı uzatmaya veya yeni bir tartışma ortamı yaratmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Bir gün "İl Olacak İlçeler" listesi açıklandığında emin olun Alanya'nın ismi ilk 3'te yerini alacaktır, sanıyorum bu gerçeğin farkında olan Manavgat'ın telaşı da tamamen bundandır.