Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor. Bu süreci kaosa çevirerek, ülkeyi yönetilemez hale getirmeye çalışan çok ciddi yapılanmalar var. Tarihi geçmişimize baktığımızda, sırf iktidarı ele geçirebilmek için olmadık rezilliklere imza...

Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor.Bu süreci kaosa çevirerek, ülkeyi yönetilemez hale getirmeye çalışan çok ciddi yapılanmalar var.Tarihi geçmişimize baktığımızda, sırf iktidarı ele geçirebilmek için olmadık rezilliklere imza atan siyasi oluşumlar ve de siyasetçiler olmuştur.Muhteşem Yüzyıl'ı izliyorsanız, Kanuni'nin iki oğlu Selim’le Beyazıt koltuk için savaşırken, iki tarafın askerleri de aynı ülkenin insanlarıydı.Bu örneği, güncel bir dizide geçtiği için verdim.Buna benzer birçok örnekten söz edebiliriz.Balkan savaşlarını kaybetmemizin nedeninin de, siyasetin ordu içinde şekillenmesinden başka bir şey olmadığını görmekteyiz.Çok partili dönem Osmanlı'da başlamıştı.Türkiye Cumhuriyeti 1946 yılına kadar tek partili dönemle yönetildi ve 1946 yılında yeniden çok partili döneme geçildiğinden çoğu vatandaşımızın haberi bile yok!1950 yılında CHP’nin seçimi kaybederek DP’nin iktidara gelmesiyle başlayan 64 yıllık siyasi yarış boyuca, sadece üç dönemde Türkiye belli başarılara imza atabilmiştir.Bunlar, bir siyasi partinin tek başına iktidar olduğu, 1950-1957 , 1983-1987 ve 2002-2012 yılları arasında geçen siyasi istikrarın olduğu dönemler.Bir siyasi parti tek başına iktidar olmasına rağmen, siyasi istikrarın bozulduğu, partililerin ve parti liderlerinin bugünkü gibi birbirleriyle uzlaşmaz bir tavır içine girerek toplumu gerdikleri dönemlerle, ülkenin koalisyonlarla yönetildiği süreçler, Türkiye’nin bir nevi “FETRET” dönemi olarak değerlendirilebilir. Bu konuya neden girdin diye soracak olursanız, bence Türkiye yeni bir fetret dönemine doğru hızla sürüklenmeye çalışılıyor.AK Parti, özellikle de sayın Başbakan, iktidar yorgunu.AK Parti'de üç dönemden fazla milletvekilliği yapılamayacağı saçmalığı partide önemli sarsıntılara neden olacak gibi gözüküyor.Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığına aday olması halinde, kazansa da kaybetse de, AK Parti ciddi ölçüde oy kaybedebilir.Özetlersek, siyasi istikrar açısından olaya baktığımızda, AK Parti açısından bir sürü olumsuzluğu dikkate aldığımızda, 2015 yılında yapılacak genel seçimlerde, ufukta tek başına iktidar olabilecek bir parti görünmüyor.Bu da gösteriyor ki, koalisyonlar döneminin yani siyasi istikrarsızlıkların başlayacağı yeni bir fetret dönemine doğru gidiyoruz.İki yıla yakın bir süredir, başta Türk solunun bir kanadı, özellikle de dünyada örneği kalmamış marjinal bir sol hareket, sokak eylemleri ve bunun paralelinde devam edip gelen ve birçok iktidar karşıtı bazı oda, dernek, sendika ile birlikte, kimi siyasi partiler, Türkiye’yi siyasi istikrarsızlığın ve de çok çirkin bir siyasi yarışın yapıldığı bir ülke konumuna taşımakla meşguller.MHP’nin ideolojisini, Devlet Bahçeli’nin şahsını tasvip edip etmediğinizi bilemem ama MHP özellikle de sayın Devlet Bahçeli, ülke genelinde sergilenen tüm bu çirkinliklerin özellikle de rezilliklerin oldukça dışında kalmaya, iktidarı yıpratma adına ülkeyi kaosa sürüklemeye dönük ortaya konan sokak eylemlerine Ülkücü gençliği sokmaması, çok daha önemlisi, bu eylemlerin içinde yer alan tüm yapıları en sert bir biçimde eleştirmesi ve de uyarması bana göre devlet adamlığı ciddiyetinin somut bir yansıması olarak değerlendirilmeli ve bu tutarlılığından dolayı, başta sayın Devlet Bahçeli olmak üzere, MHP kadroları ve de Ülkücü Gençlik alkışlanmalı.