BİR mağazaya gittiğinizde, bir markete girdiğinizde, bankada işlerinizi hallederken, yemek siparişi verdiğinizde, her gün yüz yüze baktığınız mesai arkadaşınızda bunların herhangi birisinden sadece 1 tanesinin bile, ki bu iyi ihtimaller...

BİR

mağazaya gittiğinizde, bir markete girdiğinizde, bankada işlerinizi hallederken, yemek siparişi verdiğinizde, her gün yüz yüze baktığınız mesai arkadaşınızda bunların herhangi birisinden sadece 1 tanesinin bile, ki bu iyi ihtimaller arasında, mutsuz bir kişiliğe sahip olduğunu fark etmişsinizdir. Her gün işe gelirken acı çeken, sanki onu o işe mecbur eden diğerleriymiş gibi öfkesini müşteri sıfatındaki insanlara yönelterek rahatlamaya çalışan emekçiler.
Başarının sırrı üzerine yazılmış onlarca kitap, üzerine yapılmış onlarca filmin ötesinde başarısızlığın sırrının ne olduğunu biliyorum. Sevgisizlik ve bunun doğurduğu isteksizlik. Başarılı olmasına rağmen mutsuz insan görme ihtimaliniz, başarılı ve mutlu insan görme ihtimalinizden daha azdır. İkisinin arasındaki doğru orantı yapılan işe yansır. Üniversite tercih döneminde en sık yapılan hata ailenin çocuğun üzerinde kurduğu baskıyla birlikte istediği mesleğe yönlendirmesi. Sen hukuk, diğeri tıp, kuzenin de eczacı oldu… Gibi bir sürü örnek. Sonra ne mi oluyor ömür boyu mutsuz olduğu bir işte çalışıyor. Kazandığı para ile sahip olamadığı mutluluğu da satın alamıyor. Üniversiteye hazırlanan tüm ailelere önerim ilk olarak çocuğunuzun ilgi, yeteneklerini keşfedin. Keşfetmesine izin verin. Zorunlu bıraktığınız seçimlerinizin çocuğu er geç mutsuz edebileceği gerçeğini göz ardı etmeyin. Kendi hayatını, kendi seçmesine izin verin. Tüm bunları yaparken tabi ki de yönlendirici olabilir ve kararsız kaldığı yerlerde yardım edebilirsiniz. Meslek seçimi insanın hayatını değiştiren çok önemli bir olgu olduğunu unutmamak gerekir. Daha küçük yaşlardan başladığımız ‘büyüyünce ne olacaksın’ soruları büyüdüğü zamanda sen şunu okumalısına değişir. Kimse sormaz çocuğa ne istediğini, neyi sevdiğini. Tek amaç para kazanmak olduğu için kişinin diğer duygu ve düşüncelerine ket vurulmuştur. Bir gün başka şekilde ortaya çıkan bu durumla yüzleştiği zaman artık çok geç olduğunu fark eder.
İnsan işini severse gerçekten severse hangi işi yaparsa yapsın başarısız olma ihtimali yok. Çünkü gözünü açtığı zaman Of yerine iyi ki diye başlayacak. Gülerek başladığı işten gülerek ayrılacak. İşini sevdiği için önüne çıkan problemlerle zor da olsa baş etmesini bilecek. Gün içinde zaman kavramını unutacak. Tüm bunlar yaptığı işin verimini ve kalitesini arttırarak kişiyi mutlu edecek. Çocuklarımıza severek yapabileceği, istediği bölüme gitme hakkı tanırsak ve cesaretlendirirsek ilerde iş değil aşk yapmış olurlar. İyi bir eğitim, iyi bir hayat herkesin hakkı.