YOĞUN iş temposundan ve çalışma saatlerimizin çakışmasından dolayı epeydir takip edemiyordum, uzun bir aranın ardından Alanya Belediye Meclisi'nin Temmuz ayı toplantısına gittim dün.   Saat 14.00'te başlayacağı açıklanan...

YOĞUN

iş temposundan ve çalışma saatlerimizin çakışmasından dolayı epeydir takip edemiyordum, uzun bir aranın ardından Alanya Belediye Meclisi'nin Temmuz ayı toplantısına gittim dün.

Saat 14.00'te başlayacağı açıklanan meclis, katılımcıların selam sabah, sohbet ve şakalaşma faslından dolayı ancak 14.15'te başlayabildi, 15.10'da da sona erdi.

"Jet Meclis" diye başlık atsak yeridir, sizin anlayacağınız.

Salona girerken meclis üyelerini, birim amirlerini, basın mensuplarını ve vatandaşları hayli yüksek sesle icra edilen "mehter marşı" karşılıyordu.

MHP'li Alanya Belediyesi'nin önümüzdeki günlerde düzenleyeceği Gökbel Yağlı Pehlivan Güreşleri'nin tanıtımının yapıldığı sinevizyon sunumunun müziği olan mehter marşı, sadece "pek çoğu hakiki ülkücü olan" MHP'li meclis üyelerini değil, AKP'li ve CHP'li meclis üyelerini de coşturdu, tüyleri adeta diken diken etti.

Klimanın sonuna dek açık olduğu, dolayısıyla dışarıda hissedilen 45 derece sıcağa rağmen, içeride bu mevsime göre 18 derecelik gayet mükemmel bir havanın hakim olduğu salonda meclis üyelerine muz, kiraz, kayısı ve şeftaliden oluşan birer meyve tabağı, arzu edene karton kutuda buz gibi meyve suları, dileyene sımsıcak çay, tarçın ve ada çayı ikramı da yapıldı.

Epeydir gidemediğim için kaçırmışım, meğer gündem maddelerini, gündem dışı önerileri ve önemli evrakları artık Yazı İşleri Müdürlüğü'nde görevli bir hanımefendi okuyormuş meclis üyelerine ve katılımcılara.

Buna mukabil...

Gündem maddeleri, imar planı taleplerinin harita gösterimi gibi basılı evrak üzerindeki unsurlar da sinevizyon sunumuyla duvara yansıtılmaya başlanmış.

Her ikisi de güzel ve yerinde uygulamalar olmuş, tebrik ederim.

Sipahioğlu döneminin kasvetli, boğuk ve hiçbir şey anlaşılmayan ses düzeni de baştan aşağı yenilenmiş, salona ses yalıtımı dahi yapılmış, iyi olmuş.

Aşağı yukarı 1994'ten beri, yani 22 yıldır meclis toplantıları takip eden bir gazeteci olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Adem Başkan, benim gördüğüm gelmiş geçmiş başkanlar içinde meclis ortamı açısından en rahat dönemini yaşayan başkanlar sıralamasında liste başı olur.

1989-1999 döneminin önce DYP'li, sonra ANAP'lı olan Belediye Başkanı Cengiz Aydoğan ile ANAP'lı Meclis Üyesi Cengiz Akyol'un neredeyse yumruklaşmaya varan ağız münakaşaları...

1999-2014 döneminin önce ANAP'lı, sonra AKP'li olan Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ile günümüzün AKP İlçe Başkanı, dönemin AKP'li Meclis Üyesi Mustafa Berberoğlu ile olan sürtüşmeleri ve gerginlikleri göz önüne alındığında...

Adem Başkan'ın meclis çalışma ortamı açısından bir elinin yağda bir elinin balda olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Öyle ki, MHP'liler zaten kendi safında, AKP'liler ve CHP'liler bile Adem Başkan'ı kızdıracak, kaşlarını çatmasına yol açabilecek en ufak bir muhalefet yapmamaya büyük özen gösteriyor gibi bir izlenim edindim.

Elbette sürtüşme, kavga kıyamet taraftarı değiliz.

Elbette "birkaçı dışında" pek çoğu sütlaç kasesi gibi dizilmeye gelmiş, hiçbir söz almadan 1-2 saati doldurmaya ant içmiş gibi duran meclis üyelerinden bu saatten sonra değişmelerini isteyemeyiz.

Fakat, resmi işlerini daha rahat çözebilme uğruna o koltuklara oturabilmek için seçimden önce belediye başkan adaylarına sıralamaya göre 50 bin TL ila 150 bin TL bayıldıkları iddialarını boşa çıkaracak...

Donanımlı olduklarına, halk için yumruğu masaya vuracak kapasiteye sahip olduklarına vatandaşı inandıracak bir iki atraksiyon yapmalarını, bir iki öneri sunmalarını beklemek de biz seçmenlerin en doğal hakkıdır diye düşünüyorum.

Neyse, bugünlük bu kadar.
Kızdırmayalım, pek çoğu alıngan olan meclis üyesi abilerimizi, ablalarımızı.

Bu arada...

Kendimi şimdiden ihbar edeyim.
Ağustos Meclisi'ni de takip edeceğim.

Bir değişiklik olursa, söz, sizi de haberdar edeceğim.