RAMAZAN bayramında Samsun'a gittim. Büyüklerimin mezarlarını ziyaret ettim. Sağ olanların ellerini öptüm. Bazen de doğduğum, büyüdüğüm şehiri gezdim. *** Karadeniz'in en modern ve gelişmiş şehri Samsun'dur. Doğduğumdan...

RAMAZAN

bayramında Samsun'a gittim.
Büyüklerimin mezarlarını ziyaret ettim.
Sağ olanların ellerini öptüm.
Bazen de doğduğum, büyüdüğüm şehiri gezdim.
***
Karadeniz'in en modern ve gelişmiş şehri Samsun'dur.
Doğduğumdan itibaren 30 yılım orada geçti.
Çocuklarım orada dünyaya geldi.
Aynı zamanda en büyük şehri de orasıdır.
Gelin görün ki şehri dilenciler basmış.
Nereye giderseniz karşınıza birileri çıkıyor.
Çoğunluğu sadece elini uzatıyor.
Sanırsınız ki hepsi de dilsiz.
***
Hayır, kesinlikle dilsiz değiller.
Sadece Suriyeliler.
"Allah rızası için" demeyi bile öğrenememişler.
Ya da öğrenmeye çok da hevesli değiller.
Sanırım bizim arapça öğrenmemizi bekliyorlar.
Böyle giderse öğrenmemiz çok uzun sürmeyecek.
Çok yakında iktidar bunu için de kanun çıkaracaktır.
Türkçe kaldırılıp, arapça zorunlu dil yapılacaktır.
***
Bugün gazetede bir haber gördüm.
Suriyeliler açtıkları dükkan tabelalarını arapça yazdırıyormuş.
Adamlar o kadar emin ki bizim dilimizin değişeceğinden.
Şimdiden önlemlerini alıyorlar.
***
Neyse biz anılarımıza devam edelim.
Yanımda iki lise arkadaşım var ve geziyoruz.
Samsun'un en popüler caddesindeyiz.
Bu cadde İstanbul'daki "İstiklal caddesi" gibi.
Benim çocukluğumdan bu yana hep böyleydi.
İnsanlar ailece bu caddeye gelir,
Alışveriş yapıp bir şeyler atıştırır.
Bir kafede oturup bir şeyler içerler.
Eskiden bu caddede zabıtalar gezerdi.
Bu nedenle bir tane dahi dilenci göremezdiniz.
Şimdilerde bu cadde "dilenci merkezi" olmuş.
Her köşebaşında Suriyeli dilenciler var.
Hem de maaile bu işi yapıyorlar.
***
Merak edip arkadaşlara sordum.
Bizim dilenciler nerede?
Onlara ne oldu?
Birbirlerine bakıp dudaklarını büzdüler, bilmiyoruz dediler.
Seçimlerde ne yaptığımızı bilmezsek,
ülkemize ne oldu diye soracağımız günler yakındır.