Bin yıldır iyi günlerimizde kötü günlerimizde kader birliği yaptık. Çanakkale savaşlarının her acı ve tatlı günlerinde savaşmış, Van'lı Memo ile Edirne'li Sülüman şu anda Gelibolu'daki şehitlikte yan yana, kucak kucağa...
Bin yıldır iyi günlerimizde kötü günlerimizde kader birliği yaptık. Çanakkale savaşlarının her acı ve tatlı günlerinde savaşmış, Van’lı Memo ile Edirne’li Sülüman şu anda Gelibolu’daki şehitlikte yan yana, kucak kucağa yatıyorlar. Kurtuluş savaşının her cephesinde savaşırken şehit düşmüş Kürt, Türk, Çerkez, Abaza, Laz, Gürcü, Arap, Boşnak ve diğerleri, Anadolu’nun bağrında yine yan yana yatmıyorlar mı? Çünkü bu vatan her etnik grubun paylaşılmaz ortak yurdudur. Al bayrağımız en kutsal varlığımız, simgemizdir. 780 bin kilometrekare Anadolumuzda yaşayan 74 milyonu oluşturan her bireyin şu gerçekleri hiçbir zaman aklından çıkarmaması şarttır, elzemdir. Minarelerimizden ezan sesi daima yankılanacaktır. Bu vatan bölünmez, bu al bayrak yurdumuzun en ücra köşesinde dahi daima gururla dalgalanacaktır. Bu vatanı bölmek için çalışan o hain elleri hep beraber kıracağız. Bayrağımıza yan gözle bakanın gözlerini yine hep beraber oyacağız. Çünkü artık gideceğimiz bir başka yurt yok. Acısıyla, tatlısıyla bu ülkede yaşamaya mecburuz. Onun için, seni yanıltarak veya korkutarak köşeye sıkıştıranlar bugüne kadar ölümden, zulümden, göçten ve kinden başka ne verdiler. Üstelik her yapılan ve senin için hayati bir mesele olanları dahi yaptırtmamak için her türlü melaneti yapmadılar mı? Onun için onların hiçbir dediğine inanma, kanma. Şurada 20 günden az bir süre kaldı. 12 haziranda kaderimizi değiştirecek, ülkemize huzur getirecek, sivil bir anayasa yapacak bir partiyi iş başına getirmek için oy kullanacaksın. Bu oyunu kullandırmamak için terör örgütü ile onun siyasi uzantısı BDP seni ölümle tehdit edecekler. Halbuki her oy senin iffetindir, namusundur. Başbakan R. Tayyip Erdoğan Kars ve Van mitinglerinden sonra Hakkari’ye geldi. Bu bir siyasi partinin genel başkanı olduğu kadar aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanıdır. Hakkari’ye gelen bir misafirdir. Hepimizin ortak geleneğine göre, evimize, kentimize gelen misafire karşı menfi tavır alınmaz, bilakis izzet, ikram edilir. Hakkari’mize yeni yatırımlar, duble yollar, hava meydana, hastane gibi en muhtaç olduğumuz eserler yapılmıştır, yapılmaktadır. Daha da yapılacak pek çok eserler sırada beklemekte. Ya sizi korkutanlar bugüne kadar Doğu ve Güneydoğuda yaşayan siz Kürt halkına ölüm ve göz yaşından başka ne verdiler? Daha beteri yapılan eserlerin yapılmaması için ellerinden gelen her kötülüğü yapmıyorlar mı? Ey benim Kürt kardeşim, silkin artık, kendine gel, yapılanları gör ve artık o şerir cephesine tavrını koy. Sen öyle pısırık bir şekilde durursan, onların tehdidine boyun eğersen ve Başbakanı karşılamaya çıkmadığın gibi dükkanlarının kepengini kapatır, sokağa çıkmazsan, işte o zaman daha şimdiden pes etmiş olursun.
Yıllardır seni “Türk’ler reddediyor, inkar ediyor ve asimile ederek yok etmek istiyorlar” diye korkutmadılar mı? Bugün TBMM’de 550 milletvekilinin üçte biri kadar Kürt kökenli milletvekili olduğu gibi, kabinede 6-7 Kürt bakan vardır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Tunceli’nin Nazimiye ilçesinden değil mi? Merhum Turgut Özal önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı olmadı mı? Merhum Malatyalı değil mi? Hani nerede kaldı asimilasyon, hani nerede ret, hani nerede inkar edebiyatı? Hep o terör örgütünün ve BDP’nin hezeyanı. Başka hiçbir şey değil.
Ziya Paşa ne güzel söylemiş: Allah’a tevekkül edenin yaveri Hak’tır, naşat gönül bir gün şad olacaktır.” Paşamızın bu dileğine gönülden katılıyor ve Kürt kardeşlerimize Allah’tan sabır, metanet ve kuvvet temenni ediyorum.