Vücudumuzun herhangi bir yerinde kırıkla sonuçlanan travma çoğumuzun başına gelmiştir. Ne kadar zor bir süreç olduğunu başına gelenler çok iyi bilir. Kırık terimini kemik 'bütünlüğünün bozulması şeklinde tanımlayabiliriz. Kırıklar...

Vücudumuzun herhangi bir yerinde kırıkla sonuçlanan travma çoğumuzun başına gelmiştir. Ne kadar zor bir süreç olduğunu başına gelenler çok iyi bilir. Kırık terimini kemik “bütünlüğünün bozulması şeklinde tanımlayabiliriz. Kırıklar darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşur. Ağrı, morarma, çürük, şişlik, şekil bozukluğu ve hareketlerin kısıtlanması gibi bulgular vermektedir.Cerrahiye gerek olup olmadığı kırığın yeri, bir ya da her iki kemikte kırık olup olmadığı, parçalanma miktarı, yer değiştirme, açılaşma ve kırığın açık veya kapalı oluşuna bağlıdır. Ortopedik travmadaki tüm durumlarda olduğu gibi, kol kemiği kırılmış hastalarda da dikkatli değerlendirme yapılması şarttır. Hastanın başka yaralanmasının olup olmadığı veya sadece izole bir kol kırığının mı olduğu ve kırığın yaralanma mekanizmasının anlaşılması önemlidir. Yumuşak doku yaralanmasının da derecesi belirlenmelidir. Kapalı kırıklarda bile hafif, orta ve şiddetli yumuşak doku yaralanmasının arasındaki fark iyi anlaşılmalıdır. Hiç yer değiştirmesi olmayan kol kırıklarının 3-4 hafta alçıda kaldıktan sonra yer değiştirmeye uğradığı görülebilir.

KIRIK İYİLEŞMESİNİ OLUMSUZ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Yüksek enerjili travmalar ve geniş yumuşak doku hasarı bulunması, kırık uçların birbirinden ayrılması, araya yumuşak dokuların girmesi, besleyici damarların hasar görmesi, cerrahi tamir yapılmışsa aşırı hasar ve yumuşak doku hasarı yapılması, açık kırık olması, ameliyat başarısızlığı, iyi stabilizasyon yapılmaması, yeterli süre sabitleme yapılmaması, kırık yerinde enfeksiyon olması, hastanın ileri yaşta olması, eklem içi kırık olması (Sinovyal sıvının kırık iyileşmesini bozucu etkisi nedeniyle), kemikte önceden var olan patolojik bir durum olması, beslenme ve sağlıklı metabolizmayı etkileyen her türlü sistemik hastalık (Diabet, sistemik enfeksiyonlar, anemiler vb), kemoterapi, radyoterapi, sigara bağımlılığı (Nikotin) ve kortikosteroidler kırık iyileşmesini olumsuz etkiler.

KIRIK SONRASI FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON
Düşme veya kaza sonrası oluşan bir kırık, kimizaman alçıyaalınır, kimi zaman daeğer parçalı kırık ise önce vidalarla stabilize edilir ve sonra atele alınır.
Tedavi sonrası alçı çıkarıldıktan sonra rehabilitasyon süreci başlar. Rehabilitasyon tedavinin bir parçasıdır ve mutlak yapılmalıdır. Sporcularda bir müddet daha koruyucu splint kullanılması yararlıdır.
İyileşme süreci kırığın tipine, hastanın yaşına ve rehabilitasyon sürecine bağlıdır.
Kırık sonrası genelde uzun bir tedavi süreci başlar ve özelliklealçıçıkarıldıktan sonra hasta fizik tedavi görmesi gerektiğini anladığında morali bozulabilir. Alçılama yapılan veya platin takılan hiç fark etmez, kırık hastalarının yü90’ı muhakkak fizik tedavi ihtiyacı duyar. Eğer işi şansa veya kadere bırakıp kendi başına açılmasını beklerseniz ileride telafisi çok zor olan veya telafisi olmayan durumlarla sonuçlanabilir.
Alçı sonrası kol kasları zayıfladığından, bunlar güçlendirilmeli ve eklem kısıtlılıkları açılmalıdır. Zayıflayan kasların kuvvetlendirilmesi manuel olarak, kum torbası gibi ağırlıklarla veya dirençli lastiklerle yapılabilir. Kuvvetlendirmede uygulanan direnç ve ağırlıkların şiddeti tedrici olarak arttırılmalı ve hastada ek bir komplikasyon yaratılmamalıdır.
Eklemde meydana gelen kısıtlılıklarda ise başta germe olmak üzere Avrupa’da çok kullanılan ülkemizde de uygulanmaya başlanan manuel terapi yöntemleri vardır.
Bu yöntemler eklemi mobilize etmeye ve limitasyonları açmaya yarar. Osteopati, Kayropraktik ve Cyriax ülkemizde en sık uygulanan yöntemlerdir.
Çok tercih edilme sebepleri genelde ağrısız ve çabuk sonuca ulaştırabilmeleridir.
Dolaşımı aktivite etmek için fizik tedavi uygulamaları kullanılır. 37 dereceyi aşmayan girdap banyoları, parafin, sıcak su torbaları bunlardan birkaç tanesidir.
Ağrıyı azaltmaya yönelik de elektroterapi uygulamalarından TENS’i kullanabiliriz. Tedavi duruma göre 1-3ay arası devam eder.
İyileşme süreci boyunca kol çevresindeki zayıf kaslara destek olmak ve eklemi doğru hareket paterninde çalıştırmak için kinezyolojik bantlama teknikleri de kullanılabilir. Böylece hareket sırasında zayıf kaslara aşırı yük binmesi engellenir ve bir nevi koruyucu bir görev de üstlenir.
Şartlar ne olursa olsun tedavi sürecine hastanın aktif katılımı çok önemlidir ve tedavi süresince kurallara ve ev programlarına uyulmalıdır.
Bununla birlikte eğer kolu alçılı vaziyette bu yazıyı okuyan okurlarımız varsa her alçı sonrası yukarıdaki tablonun yaşanmadığını, ihtiyaçların ve uygulamaların kişiden kişiye değiştiğini de hatırlatmak isterim.