COVID-19 dünyevi yaşamı hiçleştiren, asıl hesaplaşmanın ahirette olacağını varsayan inanca ilaç gibi geldi. Hastalık nedeniyle yaşanan ölümlerde, insanlar yangından mal kaçırılır gibi defnedildi. Yok oluşu öylesine sıradanlaştırdılar ki, kayıplarımızın yasını tutmaya bile fırsat kalmadı.
Oysa yas tutmak önemli. İnsan yasını tutamadığı olaylar, olgularla hesaplaşıp, ondan gereken dersi alamazsa hep yarım kalmışlık yaşanıyor. Aynı, Alanya’nın en değerli işletmecilerinden Sabri Ünal’ın kaybında olduğu gibi…
Sabri Ünal “safkan” bir Alanyalı. Buradaki safkan yerel şovenizmden, ırkçılıktan azade bir kelimedir. Belki de her Alanyalı’da görülmesi istenen, özlem dolu nitelikleri içerdiği için yakıştırılmıştır.
Ünal yaşama dair ilk övgüsünü babasından alır. Alanya merkez çarşıdaki dükkanlarının rafını düzenlerken gösterdiği titizlik ve zevklilik ile, babası onu kardeşlerinden farklı bir yere koymuştur.
1970’lerin özgürlükçü Türkiye ortamından nasibini alan Alanya’da modern bir genç olarak yetişir. Yüksek öğrenimini yaptığı Ankara sonrasında ilk işletmecilik deneyimi Datça’da olacaktır. Daha sonra ise bir ara, kış ayları ile sınırlı olmak kaydı ile Ankara’da da mekan çalıştırsa da, yaşamının geri kalanında Alanya’da hizmet verecektir.
Ünal’ın Datça’da bir plaj restoranı işletmesi ve Alanya’da ilk patronluğunu yaptığı mekanın “Kıyı” adını taşıması bir tesadüf değildir. Sabri Ünal sırtını Toroslara dayamış ama kıyıda yaşamayı seçmiş bir “Akdeniz Alanyalısıdır”. O bir “şehirlidir”…
Sabri Ünal her şeyden önce, eskilerin deyişiyle ruhu olan bir insandır. Onu benzerlerinden farklı kılan titizliğini, zevkliliğini, disiplinini, iş anlayışını işletmeciliğinin temel ilkeleri olarak yaşama geçirmiştir. Bunu 1990’lar Alanya’sının en gözde eğlence mekanlarını işletirken uyguladığı gibi, 2010 yılı sonrasında başladığı plaj işletmeciliğinde de göstermiştir.
Günümüzün niteliksiz hizmetler verilen Alanya’sında, kendisini işletmeci, yönetici diye tanımlayan herkese ders olacak uygulamalara gitmiştir. Otoriteyle çatışmadan, işletmeye ait yasakları da insanlara tatlı dille ama netlikle anlatarak Alanya’nın her alanda özlem duyduğu kalite artırımında bir nefer gibi mücadele etmiştir.
Sabri Ünal çok şık giyinen, markalı araçlar kullanan ama bunu bir gösteriş olduğu için değil, ruhunun dışa vurumu olarak yapan bir insandır. İş yerinde kitap okuyan; klasikleşmiş, kaliteli cihazlarla müzik dinleyen, bu arada denizin dalga sesi duyulsun diye mekanında müzik çalmayan bir ince ruhtur. İşte bunun için de, Keykubat Plajı, hatta Alanya öksüz kalmıştır.
Ünal pokerde kazanan bir insandı ama son oyunda şans meleği ondan yana olmadı. Karşı taraf elini yani zayıf tarafını görmüştü, oradan avladı. Işıklar içinde uyusun…
