Kurum imajı, işletmenin toplum tarafından algılanan görünümünü ifade etmektedir. Günümüz işletmelerinin en önemli sorumluluk alanlarından birisini şüphesiz; imaj oluşturma ve geliştirme faaliyetleri oluşturmaktadır. Çünkü bir kurum,...
Kurum imajı, işletmenin toplum tarafından algılanan görünümünü ifade etmektedir. Günümüz işletmelerinin en önemli sorumluluk alanlarından birisini şüphesiz; imaj oluşturma ve geliştirme faaliyetleri oluşturmaktadır. Çünkü bir kurum, varlığını ve gelişimini sağlıklı olarak sürdürebilmek için toplumun onay ve desteğini sağlamak durumundadır. Bu noktada toplum, işletmeler açısından bir ayna görevi üstlenmektedir. Nitekim kurumlar, topluma sağlam değerler, doğru stratejiler ve iyi bir kalite anlayışı gösterebilirse, tüm bunların kuruma geri dönüşü de aynı doğrultuda güzel olacaktır.
Kurum stratejileri, iş süreçleri, vizyon ve misyon, kültür, toplumsal sorunlara duyarlılık, müşterilere ve çalışanlara yönelik tutum ve davranışlar gibi soyut değerlerin yanı sıra kurum sembolleri, kurum renkleri, logoları ve tasarım çalışmaları gibi somut değerler, toplum algısı üzerinde olumlu bir imaj yaratılabilmesine yardımcı olabilmektedir. Günümüz rekabet koşullarında, olumlu bir kurum imajının oluşturulması ve bu imajın, iç ve dış hedef kitleye doğru biçimde lanse ettirilmesi aynı zamanda da süreklilik arz etmesi son derece önemli hale gelmektedir. Kaldı ki günümüzde müşteriler için önemli olan, işletmenin nasıl olduğu değil, işletmenin nasıl olduğuna dair kendi kişisel inanç ve algıları olmaktadır. Ne yazık ki olumsuz bir imajı düzeltmek, işletmeler açısından, olumlu bir imaj yaratmanın maliyetinden çok daha fazla bir maliyet oluşturabilmektedir. Aynı zamanda kurum aleyhinde oluşacak önyargılar, kurumları manevi olarak da yıpratmakta ve marka değeri, güvenilirlik, müşteri sadakati gibi kazanılmış değerlerin zarar görmesine neden olabilmektedir.
Olumlu bir imaja sahip olmak isteyen kurumlar; imajın toplum içerisinde kendiliğinden oluşması yerine, kurum tarafından istenilen şekilde biçimlendirilerek oluşturulması için çaba sarf etmek durumundadır. Bu noktada unutulmaması gereken en önemli şey; imajın büyük ölçüde beşeri kaynaklar tarafından oluşturulduğu olmalıdır. Yani imaj çalışmaları yapılırken birinci öncelik, kurumun sahip olduğu insan kaynağının, verimlilik ve iş tatmini düzeyinin arttırılması olmalıdır. Kaldı ki bir kurumun çalışanları ne derece mutlu ise, kurumun müşteri potansiyeli o derece memnun ve sadık, hedef kitle üzerinde yaratılan imaj ise son derece olumlu olacaktır. İmaj oluşumunu etkileyen diğer faktörleri ise; üretilen mal ve hizmetin kalitesi, kurum görünümü (fiziki yapı, logo, renkler, ilanlar, reklamlar, personel kıyafetleri), kurum içi psikolojik ortam, kurumun sahip olduğu iletişim ağı, kurum içi hiyerarşik yapı, kurum içi belirsizliğin minimuma indirgenmiş olması ve sosyal sorumluluğa duyarlılık şeklinde sıralamak mümkündür. Her biri, kurumların iç ve dış çevresinde olumlu bir imaj yaratabilmesi için son derece elzem öğelerdir. Örgütsel imajı etkileyen söz konusu bu faktörlere karşı, örgütlerin üst yönetim birimleri; her zaman hazırlıklı olmalı, iyi analiz etmeli, değerlendirmeli ve bu değerlendirmeler doğrultusunda doğru adımlar atmalıdır.
Sahip olduğunuz her şey bir tarafa, eğer iyi bir imaja sahipseniz yapmanız gereken şey, bu imajı iyi korumaktır. Çünkü ileri ve daha ileri gitmenin tek yolu toplum aynasına olumlu bir görüntü yansıtmak ve onların desteğini alabilmekten geçmektedir.