YIL 2000, Türk Milli Takımı Avrupa kupasında eleme oynuyor. Rakip İrlanda, iyi bir oyun neticesinde maçı kazanıyoruz. Teknik Direktör Mustafa Denizli hem sevinçli hem de öfkeli. Televizyonlara çıkıp,
YIL
2000, Türk Milli Takımı Avrupa kupasında eleme oynuyor.
Rakip İrlanda, iyi bir oyun neticesinde maçı kazanıyoruz.
Teknik Direktör Mustafa Denizli hem sevinçli hem de öfkeli.
Televizyonlara çıkıp, "İçimizdeki İrlandalılar" diyor.
Milli Takım'a oynattığı futbolu eleştirenlere söylüyor.
İrlanda'ya yenilerek Milli Takım'ın elenmesini...
Dolayısı ile kendisinin başarısız olmasını arzulayanlara diyor.
"İçimizdeki İrlandalılar" deyimini "Hainliği" ifade için kullanıyor.
***
Yıl 2015.
Mustafa Denizli'nin kehaneti doğru çıkıyor.
İçimizdeki İrlandalı, Sultanahmet'te sahne alıyor.
Tek başına bütün esnafı hastanelik ediyor.
Adam aslında Müslüman bir Lübnanlı ama İrlanda vatandaşı.
Yani tam da "İçimizdeki İrlandalı" tanımına uyuyor.
Hele esnafın içinde biri vardı ki gözümün önünden gitmiyor.
Yumruğu yedikten sonra gidip duvar dibine çöktü.
Dünyaya küstü adeta ve yarı baygın düşüncelere daldı.
Ağzı burnu kan içinde ve üç dişi kırılmış, sarsıntı geçirmiş.
"Benim bu kavgada ne işim var?" dercesine etrafına bakıyordu.
***
"İçimizdeki İrlandalılar" iki gün önce tekrar aynı yerde ortaya çıktı.
Sultanahmet yine kan gölüne döndü.
11 ölü, bir o kadar da yaralı var.
Kana susamış teröristlere neden "İçimizdeki İrlandalılar" dedim...
Geriye dönüp yurtiçi ve yurtdışı basınına bir daha bakın, anlarsınız.
Bizzat ülkeyi yönetenler onlar için ne demiş, görürsünüz.
Güya bunlar sıradan "öfkeli gençler" olarak tanıtılıyordu.
Bir ulusal kanala konuşma yapıyordu Bakan'ın biri.
Güya bunlar "Sünni Müslüman" gençlerdi.
Sünnilerin o bölgede dışlanmalarının bir sonucuydular.
Reyhanlı'da, Suruç'ta, Ankara'da da ortaya çıkmışlardı.
Yüzlerce insanı katletmişler, o kadarını da sakat bırakmışlardı.
Bu öfkeli bir avuç gencin öfkeleri dinmek bilmiyor.
Onlara "öfkeli genç" teşhisi koyan uzman da ülkeyi yönetiyor.
***
Ülke olarak, İrlandalıdan yumruk yiyen esnafın durumundayız.
Ağzımız burnumuz kan içinde, şaşkın şaşkın etrafa bakıyoruz.
"İçimizdeki İrlandalılar bizi neden dövüyor?" diye düşünüyoruz.
Oysa düşünmemiz gereken, "Bizim bu kavgada ne işimiz var?" sorusu olmalı.
"Neden böyle bir kaosun ortasındayız?" olmalı.
"İçimize bu İrlandalıları kim yerleştirdi?" diye sormalıyız.
Nasıl olur da bu ülkede ellerini kollarını sallayarak gezerler?
Nasıl olur da bunlar "Birkaç öfkeli Sünni genç" olarak tanıtılırlar?
Nasıl olur da iki büyük kentimizin en işlek yerinde can alırlar?
Bu ülkede istihbarat yok mu?
Güvenlik güçleri ne yapıyor?
En önemli soru da, "İçimizdeki İrlandalılar"ın arkasında kimler var?
Aslına bakarsanız "İçimizdeki İrlandalılar", bu acımasız katiller değil.
Onlar kana susamış piyonlardan başka bir şey olamaz.
"İçimizdeki İrlandalılar", onları her yönden destekleyenlerdir.
Katillerin sözde din adına yaptıklarına alkış tutanlardır.
***
Mustafa Denizli'nin İrlandalısı anılarda bir hoş seda kaldı.
Sultanahmet'te esnafı bir güzel pataklayan İrlandalı da sempatikti.
Benim aklımda kalan ise yumruğu yiyen esnafın şaşkın hali.
O esnaf bundan sonra bir daha üstüne farz olmayana karışmayacaktır.
Karışırsa duvar dibindeki halinden daha beter olmayı hak etmiştir.
Benim vatandaşım da şimdi bu durumdadır diye düşünüyorum.
En azından üzerine farz olmayana karışanları görecek.
İrlandalıdan yumruk yememek adına yönetenlere "Dur" diyecektir.
Eğer demeyecek olursa, "İçimizdeki İrlandalılar" çoğalacak...
Millet olarak daha çok yumruk yemek de kaçınılmaz olacaktır.
Ve botlarla karşıya geçerken şaşkın şaşkın Ege'nin sularına bakacaktır.