Yurt dışına çıktığı zaman insan özgür olmak ister. Çevrede tanıdık olmasın, yapamadıklarını yapabilsin ister. Tatil aynı zamanda bir özgürlük sunar insana. Gezip görmek, fotoğraf çekmek, yeni kültürler, insanlar tanımak ister. Herşey...
Yurt dışına çıktığı zaman insan özgür olmak ister. Çevrede tanıdık olmasın, yapamadıklarını yapabilsin ister. Tatil aynı zamanda bir özgürlük sunar insana. Gezip görmek, fotoğraf çekmek, yeni kültürler, insanlar tanımak ister.Herşey Dahil sistemi, aynı zamanda bir kitle turizmi olarak tanımlanır ve bu sisteme tutunan otel yöneticileri hata oranını minimum seviyeye çekmek için her otel misafirine fiks hizmet sunar. Genelde müşterilerin kontrol altında tutulması ve otel içindeki sayılı aktiviteye yönlendirilmeleri istenir. Otel içerisinde dizginlenemeyerek dışarı çıkmak isteyen tatilciler ise bir sene öncesinden anlaşmaları yapılmış olan gece kulüplerine, dericilere, kuyumculara, restoranlara taşınır. Hissettirilmeden de olsa bir mapushanecilik oyunu oynanır. Bu eğlenceli dünyanın mutlu mahkumları, kalmış oldukları bölgenin çoğu kültürel dokusunu bile göremeden ülkelerine geri dönerler.Herşey Dahil sistemi ülke ekonomisinin en büyük girdilerinden birisini oluşturan, yüzlerce tedarikçiye ekmek kapısı olan, ülkelerin, en büyük ekonomik krizlerinde yeraltı kaynaklarıyla birlikte en büyük dayanağı olan, döviz girdisi sağlayan bir sistem olarak da görülür.Peki, hem özgürce tatil yapılıp, hem de tatil yapılan ülkeye döviz bırakarak hatta en ufak esnafın bile para kazanmasını sağlayacak olan bir sistem yok mu? Tabi ki var. Bu sistem, aynı zamanda o ülkenin kök değerlerini de ön plana çıkartan, hizmet esnasında doğaçlama servis yapılan, müşterilerle işletme sahiplerinin arasında uçurum olmayan ve yeri geldiğinde aynı masada bile yemek yenilebilen butik oteller.Butik oteller, Alanya'daki geçmişi çok eski olmasa da son 2 senede inanılmaz bir müşteri potansiyeline sahip oldu. Hatta çoğu otellerde göremeyeceğiniz, Hintli, Japon, Çinli, Amerikalı, İngiliz, Fransız gibi farklı milletlerden toplulukları bu az yatak kapasiteli ve oldukça mütevazı yapılardan oluşan butik otellerde görebilirsiniz. Centaurra ve Villa Turca gibi Alanya'nın cennet köşesi olarak tabir edebileceğim Tophane mahallesinde bulunan bu butik oteller, kültür turizmi için Alanya'ya gelen yüzlerce misafire ev sahipliği yapıyorlar.Bu anlamda yatırımcıların kitle turizmini artık rölantiye almaları gerektiğini, yatak kapasitesinin bir süreliğine de olsa frenlenmesini ümit ediyorum. Turizm potansiyelini sadece yatak kapasitesiyle değil, şehri yaşayabilen turisti bölgeye çekebilecek imkanları oluşturmayla değerlendirilmesi gerektiğini savunuyorum.Umarım ilerleyen zamanlarda daha fazla butik otelle tanışır ve otel isimlerinin Alanya markasının önüne geçemediği günler görürüz.