SAAT tam olarak 11:16. Şu anda ve tarih 07.03.2017 Salı'yı gösteriyor. Standart iş hayatı kapsamında her sabah olduğu gibi artık refleksleşen, mis gibi bol köpüklü orta şeker kahvemi içip kendime gelme isteği içinde mücadele verirken,...

SAAT

tam olarak 11:16.

Şu anda ve tarih 07.03.2017 Salı'yı gösteriyor.
Standart iş hayatı kapsamında her sabah olduğu gibi artık refleksleşen, mis gibi bol köpüklü orta şeker kahvemi içip kendime gelme isteği içinde mücadele verirken, ofisin kapı zili çalınıyor.
Kapıda beliren sureti görünce gülümsüyor yüzüm;
-Vay Mustafa abim, hoş geldin. Sabah sabah hangi rüzgara kapıldın da yolun düştü buralara?
Yüzünde sıcak bir gülümseme ile yanıt veriyor.
-'Bu tarafta işim vardı, Yılmaz’ı göremiyorum epeydir, bir kahvesini içeyim, yüzünü göreyim dedim' diyerek oturdu masanın önündeki koltuklardan birine.
Saygıdandır, masama değil tam karşısına oturdum ben de.
Keyfim yerine geldi, sabah kahveme ortak buldum.
Hemen çay ocağından iki Türk kahvesi istedim, sonra neşeli neşeli,
-'Eee Mustafa abim, nasılsın? Ne var ne yok? İş güç nasıl?' deyip başladık havadan sudan sohbete.
Bu arada kahveler de geldi, dumanı üstünde, mis gibi.
Büyük bir iştahla kahvemden ilk yudumu alırken,
-'Eee Yılmaz, senin kararın nedir? Evet mi? Hayır mı?' dedi Mustafa abim.
-'Tabi ki 'Evet' Mustafa abi' dedim.
-'Seni görmüş geçirmiş, okumuş, tahsilli kültürlü çocuk sanırdım. Sen de mi vatan haini çıktın?' dedi Mustafa abi yüzüme, şak diye.
Kalakaldım saf saf.
Vatan haini olduğum kısmın neresi olduğunu anlamaya çabalarken,
-'Bu adamları bu kadar tepeye çıkardınız. Bir de sandıktan 'Evet'i çıkartıp devleti başımıza yıkacaksınız' demesin mi?
-Hayırdır Mustafa abi, bu kanıya nasıl vardın?
-MHP zaten en büyük hain çıktı. Bu devlete en büyük kazık MHP'den geldi. Bahçeli koltuğu kaybetme korkusuyla AKP ile işbirliğine girdi, devleti satacaklar ikisi bir.
-Nasıl satacaklar Mustafa abi?
-O sandıktan 'Evet' oyu çıksın, bir sene geçmeden doğuya kuracaklar Kürt hükümetini. Devlete alacaklar Suriyeliler gibi teröristleri, satacaklar ülkeyi.
Daha neler neler. Mustafa abi Alanya’nın tanınmış işadamlarından birisi yken nasıl böyle koyu bir cehalet içerisine düştü, anlam veremedim.
Yaşını başını almış bir insan nasıl bu denli öğrenmeye ve sorgulamaya kapalı, aklım almadı.
Bir an durdum, tanımaya çalışıyorum karşımda durup saçmalayan adamı.
Sadece dinlemekle yetiniyor, arada birkaç defa açıklama yapmaya yelteniyorum, fakat boşuna.
Karşımda oturan adam anlamaya ve öğrenmeye kapalı.
Tamamen odaklanmış, sabitlenmiş, tabiri caizse bir at gözlüğü var gözünde, sadece önüne bakıyor, sağında solunda ne olduğunu merak bile etmiyor.
"Ya yanlış yöne bakıyorsam" diye şüphesi bile yok.
O an bir şeyi çok net anlıyorum.
"Hayır" diyenlere saygım var.
Bu yaşıma kadar her fikre ve her düşünceye sonsuz bir saygı besledim ve hep "Acaba ben mi yanlış yapıyorum?" diye her fikri ve düşünceyi dinledim.
Okuyup sorgulayarak bana en yakın ve en doğru olan düşünceleri içersinden seçip benliğime yerleştirdim.
Fakat yeni bir şey daha öğretti Mustafa abi bana.
Her düşünceye saygı duymamak lazımmış.
"Ülkenin yarısını satacaklar", "Teröristler ile birleşip doğuda bir Kürt birliği kuracaklar" gibi saçma sapan fikirler ile bana "Hayır" oyunu savunan insan bir durup baksa, görecek gerçekleri.
AKP ve MHP kol kola omuz omuza yürüdükleri bu süreçte "Evet" oyunu savunurken terör örgütünün en büyük destekçisi HDP "Hayır" oyunu savunmakta.
O zaman bu durumda HDP’ye biri gidip bu durumu anlatsın.
Yazık, adamlar kendilerine devleti satacağımızdan haberleri yok.
"Sistem değişir, seçimde 'Evet' oyu çıkarsa ne yaparız?" diye korkudan panik halindeler.
Biraz oturun, mantıklı olarak bakın.
Okuyun, araştırın, dinleyin, hep dediğim ve her zaman diyeceğim gibi, sorup sorgulayın, kendi kararınızı kendiniz verin.
En doğru karar, vicdanlarınızda saklı.
Sonuç olarak...
Artık her düşünceye, hele hele iftira, hurafe ve saçma sapan karalamalar ve esaslığa yakın bile olmayan düşüncelerle desteklenmeye çalışılan fikirlere saygı duymuyorum.
Artık at gözlüğü takıp gezenlere, vatan hainliği yapıp bana "Vatan haini misin?" diyenlere saygı duymuyorum.
Saygı büyüğe, güzele, doğruya, farklılıklara, iyiliği, başarıya, azme duyulur.
Yalana, iftiraya, hurafeye, cahilliğe değil.
Tüm vatan hainlerine inat, oyum "Evet"...